Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kum Cehenneminin Korkusuz Hakanı

Çiçi Han

Halil Kanargı

Çiçi Han Sözleri ve Alıntıları

Çiçi Han sözleri ve alıntılarını, Çiçi Han kitap alıntılarını, Çiçi Han en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Vatan, atalarımızdan torunlarımıza verilmek üzere bize emanet edilmiş kutsal topraklardır. Onursuz bir yaşam uğruna terk edilemez."
"Boyun eğmeyeceğiz. Çünkü bu şan ve şerefle yaşamış olan ecdadımıza karşı yapılma mümkün ihanetlerin, en büyüğüdür. Atalarımız, bizlere geniş ülkelerle birlikte hürriyet ve istiklâli de emanet ettiler. Savaşçı ve süvari hayatımız sayesinde yabancıları titreten bir millet olduk. Korumakla vazifeli bulunduğumuz bütün bu emanetleri adi bir ömür uğruna fedâ edemeyiz. Hepimizin bildiği gibi savaşta erlerin kaderi ölümdür. Biz ölsek de kahramanlığımızın şanı yaşayacak. Çocuklarımız ve torunlarımız diğer kavimlerin efendisi olacaktır."
Reklam
Sarı Renkli Bayrak; dünyanın merkezini, dünyevi zenginlikleri temsil ediyordu. Beyaz Renkli Bayrak; batıyı, temizliği, saflığı, olgunluğu, adaleti temsil ediyordu. Kızıl/Al Renkli Bayrak; güneyi temsil ediyordu. Yeşil Renkli Bayrak; doğuyu temsil ediyordu. Siyah Renkli Bayrak; kuzeyi, acıyı, hüznü, kötü talihi temsil ediyordu. Gök Mavisi (Turkuaz) Bayrak; doğuyu, sonsuzluğu, türeyişi, emniyeti, huzuru, ululuğu, aydınlık, dostluk ve sadakati temsil ediyordu.
Sayfa 61 - Kahraman yayıneviKitabı okudu
"Ey TÜRK budunu, Çin'in tatlı sözüne, yumuşak ipeğine kanma, yok olursun..."
Boyun eğmeyeceğiz!
Ben Batı Hun Yabgu'su Çiçi Kağan'ım! Çin kuvvetleri ile yapacağımız savaş kaçınılmazdır. Ya öleceğiz ya zaferle çıkacağız. Cesarete karşı hayranlık duymak ve bağımlı olmayı yüz kızartıcı saymak bizim geleneğimizdir. Atalarımızdan toprakla birlikte devraldığımız istiklâlimizi feda edemeyiz. Mücadele edecek savaşçılarımız hâlâ mevcut iken istiklâlimizi korumalıyız. Boyun eğmeyeceğiz, çünkü bu şan ve şerefle yaşamış olan ecdadımıza karşı yapılması mümkün hıyanetlerin en büyüğüdür. Atalarımız bize geniş ülkelerle birlikte hürriyet ve istiklâl emanet ettiler. Savaşçı ve süvari hayatımız sayesinde yabancıları titreten bir millet olduk. Korumakla mükellef olduğumuz bütün bu emanetleri adi bir ömür uğruna feda edemeyiz. Hepinizin de bildiği gibi savaşta yiğitlerin kaderi ölümdür. Biz ölsek de kahramanlığımızın şanı yaşayacak, çocuklarımız ve torunlarımız diğer kavimlerin efendisi olacaktır.
Sayfa 308 - Kahraman yayıneviKitabı okudu
Çinlidir hain kişi, güvenme Akıtır gözyaşı, sevinme Ölür gider yiğitler bir bir Surlu kale içinde Türkün gözyaşı dinmez Çiçi Han Yüce Kağan O değil ihaneti yapan Kardeşidir milletine kıyan Bir sırdır ondan kalan Olcayto Han ölüme direnir Kanlı yatak içinde Türkün gözyaşı dinmez Çiçi Kağan'ım, Han Hatun'um Gök Tanrı çağırır bizleri Budunu kan ağlar, budunu esir Surlu saray alev alev yanar Kara Kale içinde Türkün gözyası dinmez
Sayfa 333Kitabı okudu
Reklam
Türklerde hükümdar, kutsal kişiydi. Hükümdarlık makamı, Gök Tanrı tarafından verildiğine inanılan bir makamdı. Bu inanca "KUT" denilirdi. Kut anlayışına göre hükümdarlık kuşaktan kuşağa kan bağıyla geçiyordu. Devlet yönetiminde hükümdarla beraber hakan eşleri olan kadınlar da görev yapardı. Kadınlar kurultay toplantılarına girer ve elçileri de kabul ederdi.
Sayfa 182 - Kariyer YayınlarıKitabı okudu
Tuğ, en fazla dokuz tane olurdu. Dokuz tuğluk han veya hakanın hükmettiği vilayeti çok, payesi yüksek olurdu. Her ne kadar vilayeti çok, payesi yüksek olursa olsun, dokuz sayısıyla uğurlanırlardı. Bu tuğlar turuncu renkte ipekten veya kumaştan yapılırdı. Bunu da uğur sayarlardı. Türklerdeki dokuz tuğ geleneği, dokuz sayısının kutluluğu nedeniyle gökteki dokuz gezegeni temsil etmekteydi. Gök dokuz kattır ve Türk dünya anlayışında, yeryüzü dokuz bölgeye bölünmüştür.
Sayfa 98 - Kariyer yayınlarıKitabı okudu
"En tehlikeli düşman ölümü göze almış düşmandır."
Sayfa 300Kitabı okudu
Kalabalıktı çadırın konukları. Çadırın içinde tahta tastan sür içmekteolan Çiçi, elindeki tası havaya kaldırdı. "Ben alacağım Tanrı Dağlarını." dedi. Hohanyeh, hemen atıldı "Al da görelim!" Beylerden Alakurt Bey'in kızı olan, babasının yanından hiç ayrılmayan, onunla yatan ve onunla uyanan Kızılkurt tam karşılarında oturuyordu. Elinin işaret parmağını Hohanyeh'e uzatarak sertçe söylendi. "Çiçi Yüce Han olacak. Ne derse yapacak. Sen de göreceksin Hohanyeh!" dedi. Kızılkurt'un babası, Çiçi'nin han olan babası, annesi, kardeşi, sabah sofrasında bulunan beyler öylece bakakaldılar. Sonra da kahkahalarla gülüştüler. Sırayla yerlerinden kalkarak küçük Çiçi'nin başını okşadılar. Kızılkurt hjç çekinmedi. Ayağa kalktı, yanına kadar gitti, eğilerek selam verdi, Çiçi'yi yanağından öptü. Sarı-kızıl saçları uçuşurken griye çalan mavi gözleriyle bozkurt bakışlarını gizlemiyordu.
Sayfa 20 - Kariyer YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Her ne olursa olsun bir amaç uğruna ölmek ölümlerin en şereflisiydi."
Sayfa 313Kitabı okudu
Tanrı Dağları ağlıyor Dağlar bizimdi bizim Altay Dağları ağlıyor Eller bizimdi bizim Topraklar bereketimizdi bizim Aldı onları elimizden Çinli Keder bizim, gözyaşı bizim Türkler parça parça
Sayfa 19 - Kariyer YayınlarıKitabı okudu
Halk ozanları inanılmaz saygı görmekteydiler...
Çiçi Yabgu, korkusuz yiğit Yüce Han kağanı seçti Hohanyeh, Kağan dedi Kızıl geyik, ak geyik oldu Çinliler cirit atıyor Türk yurdunda Boylar budunlar yasta Sırlar bir bir kalktı Karındaş kuyu kazdı Yürüdü Çiçi Yabgu Yendi Hohanyeh'i yengide Talas Irmağı ağlar İpek Yolu küser Dağlar elin dağları Hem öksüz, hem yetimdi boylar Yurtsuz kalmıştı budunlar Birlik yoktu, dirlik yoktu Çiçi Yabgu geldi başa Kara günler geçer oldu
Sayfa 183 - Kariyer YayınlarıKitabı okudu
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.