"Ne notalar ne vuruşlar varmış, hiçbirini bilmezdik ama mutluyduk. Müzik deyince yanık bir türkü gelirdi aklımıza. Türküler gibiydi zaman, bazen şen şakrak, bazen de dertli..."
İmdat Avşar'dan okuduğum ilk kitaptı. Ben çok beğendim. İncelemeye gelecek olursam da gayet akıcı, duru ve anlaşılabilir bir dile sahip. İçerisinde toplamda 15 adet hikaye bulunuyor, hepsi birbirinden güzel ve gerçekçi. Bütün hikayelerini beğendim ama en beğendiğim "Muhterem" hikayesi oldu.
Hepsinin yüzünde , aynı kalemden çıkmış bir yazgı. Yokluk , yoksulluk , sefalet... Alınlarında , yüzyıllardır biriken çizgi çizgi efkâr ; kat kat hüzün.
O viranenin yıkıntıları arasında dolaştım. Yıkık odalarda, ebemi, anamı, kardeşlerimi, kendimi aradım bir süre. El yetmez, göz görmez bir geçmişte kalmış hepsi de...