Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çılgın Nar Ağacı

Odisseus Elitis

Çılgın Nar Ağacı Gönderileri

Çılgın Nar Ağacı kitaplarını, Çılgın Nar Ağacı sözleri ve alıntılarını, Çılgın Nar Ağacı yazarlarını, Çılgın Nar Ağacı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bense ah Sevdalı bir adamım aradığı tek şey ah kendisinde olmayan
Anılar sardı korunmasız geceyi Mavi Kırmızı Sarı Açık kolları düşlerle doldu Dingin saçları rüzgârla Gözleri sessizlikle
Reklam
Çırılçıplak bir omuz Gerçek gibi Bedelini ödüyor Özlemimin Gizli orak biçimli ayın altında Tek başına parladığı Gecenin kıyısında.
Gökkuşağı vuran kıyılar sulara iniyor Yelken açmış gemiler çayırlarda yüzüyor En saf kızlar Çırılçıplak koşuyor erkeklerin gözünde Ve çitin ötesinden alçakgönüllülük Çocuklar, diye bağırıyor, bundan güzel dünya yok! Çalıyor dünyanın en doğru anı!
Ama özlemin gözleriyle uyanır bir gün ten Ve bir zamanlar tek yalnızlığın ışıdığı yerde Düşlediğin güzel bir kent gülümser
Reklam
Uzanmış yatıyor şimdi yanık savaş giysileriyle, Sessiz saçlarında artık esmeyen bir meltem, Sol kulağında unutulmanın ince bir dalı Kuşların birden uçup gittiği bahçeye benziyor Karanlıkta susturulan bir türküye benziyor Kirpikleri tam "Hoşça kalın, çocuklar" derken Ve şaşkınlığın taşa dönüştüğü anda duran Bir meleğin saatine benziyor... Uzanmış yatıyor yanık savaş giysileriyle. Kara yüzyıllar çevresinde Uluyor korkunç sessizliğe köpeklerin iskeletleriyle Ve yeniden taş güvercinlere dönüşen saatler Kulak kesilmiş dinliyorlar; Oysa gülüşler kavrulmuş, oysa toprak sağırlaşmıştı, Oysa hiç kimse duymamıştı onun son çığlığını Ve onun son çığlığıyla tüm evren boşalmıştı.
Yalnız sol kulağının boşluğunda ince kum tanecikleri, deniz kabuklarında görülen. Demek ki sık sık deniz kıyısında yürümüş tek başına, aşkın acısı ve rüzgârın uğultusuyla.
Hiçbir yere ait olmamak için doğmuşum ben Gökyüzü benim tımarım, yeniden yerleşmek istediğim yer orası
Reklam
Ben bugün o dünkü ben değilim Bana duymayı öğretti rüzgargülleri Geceleri eritip tersyüz ediyorum sevinçleri Bir güvercinliği açıp unutuş saçıyorum Ve çıkıp gidiyorum arka kapısından göğün Hiçbir şey söylemeden bakışlarımla Saçlarına karanfil gizleyen Bir çocuk gibi.
O vahşi ezgiyi içen kadınları, Ovanın ötesinden çıkıp gelecek kara haberi, Sonra kapının eşiğinde duyulacak nal seslerini bekleyerek Umarsızlığı umarsız kılan kadınları anlatıyorlar Onun o sıcak okşanmamış başını Hayat dolu o iri gözlerini anlatıyorlar Hayatın hiç terk etmeyecekmiş gibi dolu olduğu gözlerini!
Hiç dinlenmeyen mutluluk anı
Ey güneş, sen değil miydin ölümsüz olan? Kuş, sen değil miydin hiç dinlenmeyen mutluluk anı? Aydınlık, sen değil miydin bulutun korkusuzluğu? Ve sen, ey bahçe, çiçeklerin eğlence yeri, Ve sen, kıvrılan kök, manolyanın kavalı!
Unutulmanın ince bir dalı
Uzanmış yatıyor şimdi yanık savaş giysileriyle, Sessiz saçlarında artık esmeyen bir meltem, Sol kulağında unutulmanın ince bir dalı Kuşların birden uçup gittiği bir bahçeye benziyor Karanlıkta susturulan bir türküye benziyor Kirpikleri tam "Hoşça kalın, çocuklar" derken Ve şaşkınlığın taşa dönüştüğü anda duran Bir meleğin saatine benziyor...
219 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.