1911’de Girit’te, Kandiya’da doğdu. Öğrenimine Midilli kökenli ailesiyle birlikte yerleştiği Atina’da başladı ve Atina Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi’nde tamamladı. İlk şiirlerini 1935’te Seferis ve Embirikos gibi Ta Nea Grammata adlı dergide yayımladı. Geleneksel Yunan lirik şiirini yenilikçi bir anlayışla canlandırırken Ege’nin doğasından ve folklorundan olduğu kadar Fransız gerçeküstücü şairlerden de yararlandı. 1940-1941 yıllarında Arnavutluk cephesinde İtalyanlara karşı teğmen olarak savaştı. 1948-1952 ve 1969-1971 yılları arasında Paris’te kalan ve birçok önemli Fransız yazarıyla dostluklar kuran Elitis 1960’da Akison Esti adlı şiir kitabıyla Ulusal Şiir Ödülü’nü, 1979’da da Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı. Yirmiye yakın şiir kitabı, denemeleri, çevirilerinin yanı sıra resim çalışmaları da vardır. 1996’da Atina’da öldü.
"Hangi taşlar, hangi kan, hangi demir
Ve hangi ateşten yaratılmışız biz
Salt sis gibi görünsek de
Bizi taşa tutsalar ve başlarımız bulutlarda
Yürüyoruz diye şuçlasalar da
Bir Tanrı bilir
Nasıl geçer günlerimiz, gecelerimiz.
Gel birlikte gidelim, dostum, varsın taşlasınlar bizi,
Varsın suçlasınlar başlarımız bulutlarda yürüyoruz
Diye
Onlar ki hiç anlamamışlardır,
Bizim hangi demir, hangi taş, hangi kan ve hangi
Ateşle
Yapılar ve düşler kurup türküler söylediğimizi."
Uzanmış yatıyor şimdi yanık savaş giysileriyle,
Sessiz saçlarında artık esmeyen bir meltem,
Sol kulağında unutulmanın ince bir dalı
Kuşların birden uçup gittiği bahçeye benziyor
Karanlıkta susturulan bir türküye benziyor
Kirpikleri tam "Hoşça kalın, çocuklar" derken
Ve şaşkınlığın taşa dönüştüğü anda duran
Bir meleğin saatine benziyor...
Uzanmış yatıyor yanık savaş giysileriyle.
Kara yüzyıllar çevresinde
Uluyor korkunç sessizliğe köpeklerin iskeletleriyle
Ve yeniden taş güvercinlere dönüşen saatler
Kulak kesilmiş dinliyorlar;
Oysa gülüşler kavrulmuş, oysa toprak sağırlaşmıştı,
Oysa hiç kimse duymamıştı onun son çığlığını
Ve onun son çığlığıyla tüm evren boşalmıştı.
Şiir konusunda çok iyi olduğumu söyleyemem ama çok uzağında da değilimdir. İngilizceye hakim olmadığım için çeviri konusunda da kaliteli bir yorum yapamıyorum fakat hissettiklerimi paylaşmak istiyorum. Ben Cevat Çapan ın hissettiklerini asla hissedemedim. Kitap adeta beni yıprattı, yordu. Çok uzun cümleler kurulmuş ve ögeleri çok karıştırılmış. Belki aslı askıcı ve güzel okunabilir ama çevirisi yani bu kitap önerilerim arasında değil.
Çılgın Nar AğacıOdisseus Elitis · Can Yayınları · 2010107 okunma
1979 NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ
Çoşkusunu şiire dönüştürerek kendine en uygun tekniği gerçeküstü ve simgeciliği bulan yazar imge zenginliği ile sizleri şiirlerine davet ediliyor . İyi okumalar
Çılgın Nar AğacıOdisseus Elitis · Can Yayınları · 2010107 okunma
"En yorgun nehir bile, dolanıp bir yerde ulaşır denize...''
"Buraya kadar getirdim hayatımı, ak sayıp kara topladım...."
🖎 1979 Nobel Edebiyat ödüllü Yunan şair Odisseus Elitis'ten Çılgın Nar Ağacı adlı şiir kitabı. Çeviri Cevat Çapan. Doğu Akdeniz kültürlü bir şair. Şiirlerine yakınlık hissedebileceğimi düşünmüştüm, çünkü o coğrafyalar ortak, mitler de ortak ama mitsel sezinlenim fazla hissetmedim. Misal cımbızla çekilecek dizeler var elbette ama şiirler bunun yanında biraz sanatsal ve ben konuda hâlâ eksik durumdayım.
🖎 Gündönümü şiiri favorim oldu son olarak, şiir dilinden anlayanlar için ideal bir kitap. Yeni yazarlar, yeni şairler tanımak adına okudum, kaybım yok, kazancım kafi...
Çılgın Nar AğacıOdisseus Elitis · Can Yayınları · 2010107 okunma