Çınaraltı Yazıları

Ziya Gökalp

Çınaraltı Yazıları Gönderileri

Çınaraltı Yazıları kitaplarını, Çınaraltı Yazıları sözleri ve alıntılarını, Çınaraltı Yazıları yazarlarını, Çınaraltı Yazıları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Avrupa’da Rönesans’la başlayan bütün inkılâplar, iş bölümünün cemiyet hayatında yeni bir sebep olarak tesire başlamasının tabiî neticelerinden ibarettir. Mesela, “Rönesans”, medeniyette inkılâp olduğu gibi, “Reform”, dinde inkılâp, “Renovasyon”, felsefede inkılâp, “Revolüsyon”, siyasette inkılâp, “Feminizm”, kadınlıkta inkılâp, “Sosyalizm”, iktisatta inkılâp ve “İçtimai Terbiye”, terbiyede inkılâp demektirler.
Türklerin En Zayıf Noktası ve En Kuvvetli NoktasıKitabı okudu
Ben, Avrupa sermayesinin memleketimize girmesinden korkmadığım gibi, Avrupa’nın siyasi mahiyette olmayan hakikî uzmanlarına da daima güvenirim. Medeniyet, evrensel olduğu gibi, onun üyeleri olan hakikî uzmanları da evrensel insanlardır. Mesela Pasteur’ün keşiflerinden bütün milletler fayda görmüşlerdir. Diğer bütün kâşiflerin ve mucitlerin faydaları da, günden güne bütün medeniyet alemine dahil olmaktadır.
Türklerin En Zayıf Noktası ve En Kuvvetli NoktasıKitabı okudu
Reklam
Bir çocuğa sormuşlar, Allah’tan mı korkarsın, yoksa yılandan mı? Zeki çocuk şu cevabı vermiş: Allah’tan korkarım, yılandan da ürkerim. Demek ki bu çocuğa göre, korku ile ürkmenin mânâları ayrıdır. İşte velâyetle sulta da böyledir. Velâyeti hem severiz, hem de ondan korkarız. Sultadan ise ürker ve nefret ederiz.
Velâyet ve SultaKitabı okudu
Çünkü “otorite” iki türlüdür. Bir otorite vardır ki ona hürmet ve muhabbetle itaat ederiz; “velâyet”tir. Diğer bir otorite daha vardır ki ona korkarak ve tiksinerek itaat ederiz. Bu da “sulta”dır… En nihayet bir aşiret beyi, bütün diğer aşiretleri ve şehirleri hâkimiyeti altına alarak “Sultan” adını alıyor. İşte, fertlerin ruhları üzerinde daima bir tazyik icra ederek, ruhlarından neşeyi ve dudaklarından tebessümü kaçıran, bu sultalardır.
Velâyet ve SultaKitabı okudu
Bir mektebe girdiğiniz zaman, bütün çocukların tebessümsüz olduğunu görürseniz, muallimlerinin, çocukların üzerinde tazyik yaptığına derhal hükmediniz. Bazı muallim çehreleri vardır ki falakadan daha korkunçtur. Babaların bazısı da çocuklarına daima ekşi bir yüz göstermeyi itiyat etmişlerdir. Birçok kocaların da, karıları üzerindeki tesiri aynı suretledir. Amirin maiyetine, ustanın çırağına, hele köy ağalarının köylülere gösterdikleri yüz, daima kırıcıdır. Cumhuriyetin en esaslı vazifesi, bütün bu tazyikleri kaldırıp yerine tatlı muameleleri koymaktır. Tatlı muamelelerin delilleri ise, çehrelerdeki tebessümdür.
TebessümKitabı okudu
İslam ümmetinde musikinin, raksın, tezyinî sanatların, resimle heykeltıraşlığın gelişmemesine sebep, dinimiz değil, ona fuzuli olarak girmiş olan zahitliktir. Zahidin görüşüne göre ruha neşe veren her şey haramdır. Halbuki İslamiyet, yaygın hale gelmiş şen görünülüşedir ki az zamanda dünyanın büyük bir kısmına yayılmıştır. Menakıp kitapları gösteriyor ki evliyalar da, peygamberler gibi, daima mütebessim imişler. Bugün halkı tetkik ediniz. Mütebessim vaizleri severler ve vaazlarına devam ederler. Fakat kaşları çatık, yüze gülmez, bir vaiz, her hangi bir camide vaaza başladı mı, caminin müdavimleri günden güne eksilir.
TebessümKitabı okudu
Reklam
143 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.