Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çıplak Maymun

Desmond Morris

Çıplak Maymun Sözleri ve Alıntıları

Çıplak Maymun sözleri ve alıntılarını, Çıplak Maymun kitap alıntılarını, Çıplak Maymun en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Öküzü öküz diye adlandırmaya alışmış olması gereken zoologlar bile, bu konuda içten gelen bir çeşit üstünlük duygusundan kurtulmakta güçlük çekerler. Bu engeli aşabilmenin tek yolu, insanoğluna bile sanki bizimle ilgisi olmayan bir türdenmiş gibi bakmaktır. Şimdi insanı, teşrih masasına upuzun uzanmış, incelenmeyi bekliyor varsayalım. Bakalım nereden başlayacağız?
Kafese kapatılmış bir et yiyiciyi canlı hayvan değil de, kesilmiş etle beslersek onun avlanma ihtiyacını gidermiş olmayız. Yine bir av köpeği, sahibiyle dışarda dolaşırken fırlatılan bir sopayı yakalayıp geri getirdiği vakit, bu onun içindeki avlanma özlemini, önüne sürülen yemekten çok daha fazla giderecektir. En besili ev kedisi bile geceleyin dışarda şöyle bir dolanmak, başına gelecekten habersiz bir kuşun üzerine atlamak imkânına sahip olmak ister.
Reklam
Karı koca kavgalarında kadının yere atıp kırdığı vazo, aslında kırık bir vazo değil, kocanın paramparça edilip dağıtılan kafasıdır.
Hayvan türlerinin çoğunda, yiyecek paylaşma adetinin olduğunu biliyoruz. Geniş çapta verimli bir avlanma sonunda, ortada herkese yetecek kadar et olduğu için fazla hırlaşma olmaz, ama bazı durumlarda paylaşmanın daha ileriye vardığı görülür. Örneğin, Afrika'daki yaban köpekleri av sonunda yediklerini kusup birbirlerine yedirirler. Bu uygulama bazı durumlarda o kadar ileri gitmiştir ki, "ortak mide" diye bir terim ortaya çıkmıştır.
Aslında vücudumuz ergenlik çağında, yakın akrabamız şempanzelere kıyasla daha kıllıdır,ancak bu kıllar çok ince olduğundan gözükmez.(Bu durumun bütün ırklarda aynı olmadığını da söylemeden geçmeyelim. Zenciler, kıllarını büsbütün kaybetmişlerdir.
Yaklaşık olarak otuz yıllık üretici hayatı olduğuna göre kadının doğal üretim gücü on çocuktur. Şişeyle süt verme ya da erken sütten kesmeyle bu sayıyı, teorik olarak otuza çıkartmak mümkündür.
Reklam
Çıplak maymun (insan) primatlar arasında en büyük beyne sahip olmakla övünür, ama en büyük cinsel organa da sahip olduğunu gizlemeye çalışır ve bu şerefi, güçlü goril hazretlerine bırakmayı tercih eder.
Homo Sapiens, bilgisini ne kadar çoğaltmış olursa olsun yine de çıplak maymun olarak kalmış; davranışlarını ne kadar soylu nedenlere dayarsa dayasın, yine de ilk baştaki o pek soylu olmayan güdülerden vazgeçmemiştir. Bundan biraz utanç duyduğunu biliyoruz, ama baştaki içgüdülerinin milyonlarca yıldan beri onu etkilediğini, yenilerinin ise sadece birkaç bin yıllık bir geçmişe dayandığını unutmamalıyız. Bu yüzden, bütün gelişimi boyunca biriktirmiş olduğu “genetik”mirası bir omuz silkmekle sırtından atabilmesi kolay değildir.
Türümüzün gösterdiği geniş cinsel faaliyetin amacı, belli ki nesil üretmek değil, iki tarafın birbirine sağladığı hazlar yoluyla çiftler arasındaki bağları daha da sağlamlaştırmaktır. Demek ki, çiftler arasında cinsel ilişkinin sık sık tekrarlanması, çağdaş uygarlığın doğurduğu bir çeşit yapmacık değil, türümüzün gelişmesi bakımından çok haklı ve sağlam biyolojik nedenlere dayanan köklü bir eğilimdir. Dişi adetten kesildiği -yani gebe kaldığı- zamanlarda bile erkeğe karşı ilgisini sürdürür. Bunun da büyük bir önemi vardır. Zira "bir erkeğe bir dişi sistemi" ile, erkeği hakkı olan şeylerden uzun süre yoksun bırakmak doğru olmazdı. Böyle bir durum çiftin birliğini tehlikeye atabilirdi.
Hayvan türlerinin çoğunda, yiyecek paylaşma adetinin olduğunu biliyoruz. Geniş çapta verimli bir avlanma sonunda, ortada herkese yetecek kadar et olduğu için fazla hırlaşma olmaz, ama bazı durumlarda paylaşmanın daha ileriye vardığı görülür. Örneğin, Afrika'daki yaban köpekleri av sonunda yediklerini kusup birbirlerine yedirirler. Bu uygulama bazı durumlarda o kadar ileri gitmiştir ki, "ortak mide" diye bir terim ortaya çıkmıştır.
Reklam
*Bu merak, bundan elli yıl önce "eşek arısı beli" adı altında doruğuna erişmişti. Bu dönemde kadınlar, bellerini daha ince göstermek için alt kaburga kemiklerinden birkaçını aldırtmaktan bile kaçınmamışlardır.*
Tanrıların hiçbiri elle tutulur varlıklar olmadığına göre, icat edilmeleri neden gerekmiştir?
Sayfa 241Kitabı okudu
hayat boyu en çok ilgi gördüğümüz ve korunduğumuz dönem, beşikte geçen zamandır. bu nedenle, bizi yatağa düşürecek güçte bir hastalık, beraberinde güven dolu bebeklik çağının ilgisini de getirecektir.
Araştırmaktan hiçbir zaman vazgeçemeyiz. Yaşamımızı sürdürecek olanaklara sahip olduğumuzu bilmek yeterli değildir. Her soruya verdiğimiz cevap aynı anda bir ikinci soruyu doğurur. İşte insan türünün yaşamını sürdürme taktiklerinin en önemlisi de budur.
"Tatlıcı" dükkânları vardır ama, "ekşici" dükkânına pek rastlanmaz. Çeşitli lezzetlerde yiyeceklerden meydana gelen bir yemeğin sonunu "tatlıya bağlamakla"
574 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.