Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muazzez İlmiye Çığ Kitabı

Çivi Çiviyi Söker

Serhat Öztürk

Sayfa Sayısına Göre Çivi Çiviyi Söker Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Çivi Çiviyi Söker sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Çivi Çiviyi Söker kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Önsöz
Oysa içten içe biliyorsunuz ki, ne yapsanız nafile. İnsan bir başka insanın hayatına ne kadar girebilir ki? Hattâ daha da önemlisi insan, eğer bunu sistemli bir uğraş hâline getirmemişse, kendi hayatının ne kadarını kuşatabilir ki? Hayatım dediğimiz şey, sonuçta biraz da kendi arzularımıza, korkularımıza, unutkanlıklarımıza, yalanlarımıza göre şekillendirip kurduğumuz bir şey değil mi?
Sayfa 7 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Önsözden
Oysa içten içe biliyorsunuz ki, ne yapsanız nafile. İnsan bir başka insanın hayatına ne kadar girebilir ki? Hatta daha da önemlisi insan, eğer bunu sistemli bir uğraş haline getirmemişse, kendi hayatının ne kadarını kuşatabilir ki Hayatım dediğimiz şey, sonuçta biraz da kendi arzularımıza, korkularımıza, unutkanlıklarımıza, yalanlarımıza göre şekillendirip kurduğumuz bir şey değil mi?
Reklam
Giderek kuytulara, örümcek ağlarının olması gereken yönlere kayan bakışını­zın farkına varmaya başlamak. Oysa içten içe biliyorsunuz ki, ne yapsanız nafile. İnsan bir başka insanın hayatına ne kadar girebilir ki?
Sayfa 7 - ÖnsözKitabı okudu
— ...Ben doğana kadar bizim evde Tatarca konuşulurmuş. Ben doğduktan sonra babam, bu kı­zın dili bozulmasın, diye evde Tatarca konuşturmamış.
Sayfa 12 - Muazzez İlmiye ÇığKitabı okudu
Biz oradayken İnönü savaşları başladı. İkinci İnönü Savaşı'nda düşman geliyor. Babam o günleri anlatırken, bir tek top vardı; bizim askerler bütün tepelere soba boruları koymuşlar, topu o tepeden bu tepeye dolaştı­rıp ateş ederek, çok top varmış izlenimi yaratmaya çalışıyorlardı, derdi.
Babam oradan Pazarcık'a tayin olmuş. Pazarcık Bur­sa'nın bir kazası. Biz oradayken İnönü savaşları başladı. İkinci İnönü Savaşı'nda düşman geliyor. Babam o günleri anlatırken, bir tek top vardı; bizim askerler bütün tepelere soba boruları koymuşlar, topu o tepeden bu tepeye dolaştı­rıp ateş ederek, çok top varmış izlenimi yaratmaya çalışıyor­lardı, derdi. Bu sırada dlişman Pazarcık'a giriyor. O gün babam mektebin büyük bayrağını alıp eve geldi. Annem, ne yaptın seni öldürecekler, diyordu. O da, ilk yapacakları bay­rağı yırtmak, nasıl bırakırdım, diyordu. Bunu gayet iyi hatır­lıyorum.
Reklam
Yunan askeri geldiğinde, kasa­badan bazıları 200 kişinin adını yazıp, bunlar Kuvvayı Milli­yeci diye, gelen düşman komutanına vermiş. Babamın ismi de başta. Ama üç gün sonra bizim asker gelmiş ve düşman kaçmak zorunda kalmış. Yunan komutan kaçmadan önce, bakın sizin halkınız bana ne verdi, ama ben burada doğdu­ğum için üzerinde durmadım, diyerek listeyi kaymakama vermiş. Ondan sonra, başlarında İsmet Paşa olduğu halde, bizim ordu gelmiş. Annem onları anlatırken, ayaklarında doğru dürüst pabuç bile yoktu, oysa Yunanlılar baştan aşağı giyimliydi, bol yiyecekleri vardı; o kısa zaman zarfında Pazarcık'ın içi konserve kutularıyla dolmuştu, derdi.
O zaman anlatılan olaylardan biri şudur: Devlet herkesten gücüne göre bir şeyler istiyor. Halamın kocası, kapının önüne bir araba getirmiş, evde ne varsa ne yoksa yüklüyor. Halam kapıya çıkıp, ne yapıyorsun yahu, her şeyimizi veriyorsun, diyor ona. Hanım hanım, düşman geliyor, biz bunları vermezsek sonra hiçbir şey bulamayacağız; düşman gelsin daha mı iyi, diyor eniştem. Hakikaten vermişler.
Osmanlı'nın Amsterdam'ı: Çorum
Evi­miz çok güzeldi, her şey çok ucuzdu. Fakat bu sefer de an­nem, bu çocukların burada terbiyesi bozulacak, eğitimsiz kalacaklar, ille Bursa'ya dönelim, diye tutturdu. Çok eşcinsellik varmış o zaman Çorum'da. Hem erkekler, hem de ka­dınlar arasında. Annem ona çok takılmış. Ben de hatırlıyo­rum biraz. Bir düğünde, böyle erkek kıyafetiyle bir kadın gelmişti. Mehmet Bey filan dediler. Ben o zaman anlama­dım, sonradan annem bana anlatmıştı. - Neden yaygınmış eşcinsellik o dönemde Çorum'da? - Kapalılıktan herhalde. Gerçi şimdi açık, yine var. Bilmiyorum... - Ôzellikle Çorum'da mı yaygınmış eşcinsellik? - Özellikle değil. Anadolu'da varmış.
— O zaman Bursa nasıl bir yerdi? — Biz 1924 Mayısı'nda geldik. Çorum'daki okulda çekilmiş fotoğraflar var. Benden büyük kızlar vardı. Şimdi o fo­toğraflara bakıyorum da hiçbirinde başörtüsü yok. Kıyafet kanunu yoktu o zaman. Ona rağmen hiçbirinin başı örtülü değildi.
98 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.