...Biri kimliğini çıkardı: "Müjdat Bey bizimle geleceksiniz." dedi.
"Şaka mı?" dedim.
"Yok valla abi, emir var." dediler.
"Görebilir miyim?"
Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanlığı'ndan geliyor. Benim beş yıl önce yazdığım, Savaş Dinçel'in de resimlediği "Çizgilerle Nazım Hikmet" adlı kitabımdan dolayı tutuklama kararı.
Suç: Neşir yoluyla komünizm propagandası yapmak. Adliyenin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif etmek. Devletin emniyet, muhafaza kuvvetlerini tahkir ve tezyif etmek.
...Telefonu çevirdim. Savaş çıktı.
"Ben Birinci Şube'deyim, seni de bekliyoruz, gel." dedim.
"Sen buraya gel ne güzel kafa çekiyoruz." dedi.
"Ben gelemem tutukluyum."
"Ben de gelemem alkollüyüm."
Sonunda Tayyar Bey (1. Şube Müdürü):
"Durum ciddi Savaş atla gel." dedi.
Savaş Dinçel ve Müjdat Gezen'in yazdıkları kitap yüzünden yargılanma hikayesi işte böyle başlıyor.
Mahkeme için önce Diyarbakır'a gidiliyor. Ardından Diyarbakır Askeri Savcılığı görevsizlik kararı veriyor ve İstanbul'da sivil mahkemede yargılanmak için İstanbul'a geri dönüyorlar. Mahkeme Sağmalcılar'a yolluyor, birkaç gün sonra mahkeme hem Savaş Dinçel'in hem de Müjdat Gezen'in tahliyelerine karar veriyor.
Böylece bu tatsız hikaye zor geçen birkaç günün ardından kötü sonlanmıyor.
Kitap, Nazım Hikmet'i sevenler ve merak edenler için resimli bir biyografi niteliğinde. Nazım Hikmet'in yaşam öyküsü ve şiirlerine Savaş Dinçel ve Müjdat Gezen gözüyle bakmak isteyenler kesinlikle beğenerek okuyacaktır.