Çizgili Sarı Defter
Gürsel KoratÇizgili Sarı Defter Sözleri ve Alıntıları
Çizgili Sarı Defter sözleri ve alıntılarını, Çizgili Sarı Defter kitap alıntılarını, Çizgili Sarı Defter en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ansızın biter her şey, ansızın. Beklenmeyen duygu yoktur, beklenmeyen an vardır. Ansızın biter aşk, bir yıldırım gibi iner gövdene: Geride küllenmiş bir gövde kalır.
İnsan, aklıyla trajik olanı önleyemez. Sevgi ' sevmeyeceğim' sözü veremez
‘Her an her şey aklımda. Çıldırmış olmalıyım. Yok, aklım başımda. Yok öyle değil sımsıkı sarılman aklımda, iyi ama neden olağan bir şeymiş gibi aklımda, çıldırmış olmalıyım. Bunları yaşayan ben değilmişim gibi aklımda, yok öyle değil, gerçekten yaşadım, çıldırmış olmalıyım. Yüz yüze bakan ilk farklı zaman: Olacak şey değil, çene çeneye duran iki ayrı zaman, çıldırmış olmalıyım, yok öyle değil, aklım başımda.’
Bir dal gibi sürtünerek yüzünü çizer zaman.
Dürüstlük: Söyleneceği bilinen sözleri açığa vurmaktır.
Her aşk iki kişiden birinin aşırılığına dayanır. İnsanlar eşit gelişemiyorlar, aslında bu iyi bir şeydir; çünkü her yönden eşit olanlar, birbirilerini yalnızca anlar ve birbirlerine aşık olamazlar."
Sayfa 81Kitabı okudu
Ay, "Beni sana yakın gösteren nedir, biliyor musun?" diyerek sessizliği bozdu. Bu soru, çınarın hüzünden aşağı sarkmış yapraklannı dikleştirdi: "Nedir?"
"Beni göl olmadan içinde nasıl eritebilirsin, göle bir bak, beni sana yakın gösteren o değil mi?"
Çünkü o kadar yeni, o kadar uzak ve o kadar yabancısın ki, sana nasıl dokunmalı, nasıl?
Üç gün bizim terzinin evinde t aş sedirle tahta k apı a rasın da pis bir hayvan gibi bitlenerek z amanın geçmesini bekle-dim. A klımdan ş aşı k adının evindeki tavan süslemeleri, ş aşı k adının her yerini e zberlediği a nlaşılan evinde sanki kör de-ğ ilmiş gibi y ürüyüşü, Mitropolis Kilisesi'nin avlusunda ge-ce y ansında gördüğüm tuhaf k alabalık ve terzinin, "Kayse-ri k aynıyor y eğenim," diyen sözleri geçiyordu..
Sayfa 51Kitabı okudu
"Geçip giden zamana dokunamayız" dedi "ama belki kalıntıları bize bir şeyler söyler."
Sayfa 36 - İletişim YayıneviKitabı okudu
Bir aşk engelleri oranında büyür. Belki de şu ölümlü dünyada insan zihninin zavallı bir takıntısı olan aşk, engeller önünde ciddi bir yanılsama yaşar: "Çok seviyorum," demek, acaba çok sevmek midir?
Zaman maddesini ödünç veriyorum sana, yaz: Zaman zamana yetişemeyen tek şeydir.
Bu kente çocukluğumun duygularıyla bağlı olduğumu bilmesem, gördüğüm her şeyi tanımasam, bir gezgin rahatlığıyla burçlarda oturmam kolay olurdu. Ama rahat değildim.
İnsan kendi yurdunun gezgini olamıyor.
Eğer orayı keşfe gelirse, kendini keşfediyor.
İzleyen değil, izlenen oluyor.
Bütün bu okuduklarımız kışkırtılmış duyguların bir ürünü mü, yoksa inatçı bir kadının zalimliğine ağıt mı, seçemiyorum. Aşk, çocuk gibi ağlayan yetişkinin olağan sayıldığı tek olağandışılıktır. Aşk, olağandışılığı bilinen kimi duyguların oynanmasından zevk duyulan tek oyundur. Aşk her insanın diyaloglar yoluyla oynadığı bir monologdur.
Bırak bu saygıdeğer azapla yaşayayım ben. Hiçbir minnet duygusu istemiyorum; hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. Ben senin şarkını söylüyorum; sen istediğin şarkıyı söyleyebilirsin.