Clichy'de Sessiz Günler
Henry MillerClichy'de Sessiz Günler Gönderileri
Clichy'de Sessiz Günler kitaplarını, Clichy'de Sessiz Günler sözleri ve alıntılarını, Clichy'de Sessiz Günler yazarlarını, Clichy'de Sessiz Günler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bir insanın başka birinin hayatına birkaç dakikalığına girip ebediyen çıkması ne tuhaftı. Yine de bu tür karşılaşmalarda rastlantısal bir şey yoktur."
yatmaya hazırlanıyorlardı, ertesi günkü anlamsız yavanlığa dayanabilmek için. ölüydü hepsi, kokmuş ölüler, işte bu kadar.
1928 yılında
karımı da koluma takmış bir halde Cafe Wepler'den içeri adım attıgım ilk günü
anımsıyorum.ilk gün geçirdigim o
şok unutulur cinsten
degildi. Terastaki küçük m asalardan birinin üzerine alkol duvarını aşmış
bir orospu. boylu boyunca yıgılmıştı ve kimse yardımına
koşmuyordu. O an Fransız'ların duygusuz kayıtsızlıgından
dolayı hem şaşırmış hem de
tiksinmiştim. Hala da öyle. onları tanıdıkça ve onlarda keşfettigim bütün iyi niteliklerine
ragmen . . .
"Hiçbir
şey yok ... sadece bir orospu ... sadece sarhoş o kadar " Bu sözcükler hala kulagımda
uguldar.
"Başımı kaldırdım, ay oradaydı, ama gümüşi değil, cıvamsıydı. Donmuş bir yağ denizinde yüzüyordu. Devasa, korkunç kan halkaları gibi dönüyor, dönüyor, dönüyordu. Olduğum yerde kalakaldım. Ürperdim. Sonra ansızın, devasa bir kan damlası misali, korkunç bir hıçkırık koptu içimden. Çocuk gibi ağladım."
"Mutluluğa aşık olmak! Olabildiğince yararsız olmak!"
"Timsah derisi kadar kalın bir vicdan geliştirmek!"
"Christine, ne kadar da güzel bir ad! Bu denli romantik bir ad ancak senin gibi bir kadına yakışır. Buzlu fiyortları çağrıştırıyor bana ya da karla kaplı incir ağaçlarını. Bir ağaç olsaydın seni kökünden sökerdim. Gövdene adımın baş harflerini kazırdım..."
"Şu anda gecenin çoktan bastırdığı veya şafağın söktüğü garip şehirleri düşünmeye başlamıştım. Yalnız ve Allah'ın yüz üstü bıraktığı yerleri."
"Dünya havaya uçabilir - ben yine de virgül ya da noktalı virgül koymak için bölmemde olacağım.""
"Tek kaygıları tereyağını ekmeklerinin hangi yüzüne sürecekleriydi. Ekmek yapmayı bilmiyorlardı, ama tereyağı sürebiliyorlardı."
"İnsanın yakınlarının asla yabancılar kadar müşfik davranamaması tuhaf şey."
"Ölmek, zamanı geldiğinde; çıplak ve yalnız, suçluluk duymadan, pişmanlık duymadan, kahırlanmadan..."
"Hiçbir şey etkilemiyor beni; ne deprem, ne patlama, ne ayaklanma, ne açlık, ne savaş, ne devrim. Her türlü hastalığa, felakete, acıya ve sefalete karşı aşılıyım. Yıkılmaz bir kalenin içinde yaşamak gibi. Kendime ait küçük bölmemde otururken dünyanın yaydığı bütün zehirler geçiyor ellerimin arasından. Tırnaklarım bile kirlenmiyor. Kusursuz bir bağışıklık.”
"Ne istiyorsan söyle, ne istiyorsan yap, ama sevginin dilini kullan..."