Ebeveynlerin çocuklara ceza verme davranışını dinî gerekçelere dayandırması, kendilerinin cezasız ve mükâfatsız bir eğitimi bilememesinden ileri gelmektedir.
Anne-babaların; "Çocuğa gücümü göstermezsem yanlış şeyler yapabilir" düşüncesi yanlıştır. Çocuk eğer korkacaksa, anne-babasının şerrinden değil, kendi vicdanından korkmalıdır.
Hitler'in hayat hikâyesini yazan John Toland'a göre; Hitler, bir gün babasından dayak yediğinde ondan
hiç ağlamayarak öç almaya karar vermişti. Tek yaptığı,
sopanın sırtına kaç kez inip kalktığını saymak olmuştu. Bu hal ise babayı daha da çılgına çevirmiş, kırbaç
darbelerini daha kuvvetli vurarak çocuğu pes ettirmeye
çalışmıştı. Ama Adolf'un yediği her bir kırbaç darbesi artık derisini duyarsızlaştırdığı gibi, kalbini de duyar
sızlaştırmıştı... Bir süre sonra kendisine 'adi' diye hitap
edilen Adolf, acıyı duymayan ve his dünyası yok olan
bir ölüm makinesine dönüştü...
Çocuk, ne kadar çok "Hayır! Yapma! Yasak!" kelimelerini duyarsa o kadar çok hırçınlaşır. Çünkü çocuk, yetişkinliğe giden süreç içinde, eşyayı tanımaya ve eşya ile hâdiseler arasındaki bağlantıları anlamaya gayret sarf eder.