Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nörobilim ve Felsefe

Cogito - Sayı 75

Cogito Dergisi

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Beynin belli bir anda birçok noktası, dış ortamdan gelen uyarıdan ya da zihin içinde oluşturulan uyarıdan anlamlı bir bütün (kişisel anlam) çıkarana kadar birbirileriyle etkin bir ilişki içinde olur. Aynı uyaran grubu daha rafine bir biçime ve zihnin geri kalanı ile daha bütünleşene kadar ileri geri gider gelir. Böylece erotojen zonlar, penis arzusu ve kastrasyon kompleksi, esas güçlerini çocuklukta yaşanmış somut olaylar olmalarından değil, daha sonraki her yaşantının zorunlu olarak referans verdiği (bilincin sürekliliği) ve bu olguların afektif özünün (ilk korku! ilk haz!) sonraki daha somut yaşantılar içinde yeniden ama değişmiş olarak tekrarlanmasından alır.
Nasıl zulüm travma içinde tekrar edilirse, etik öznenin benliği de benzer bir tekrar hareketiyle yapılanır. Kendini feda ederek Başkası’nın yerine geçmek, yer değiştirmede öznenin rehine oluşu tekrarlandığı halde zulümden kurtulmak anlamına gelir. Özne, onu felç eden travması sonucunda bir altta yatan taşıyıcı (subjectum) haline gelir; dünyanın sorumluluğunu taşır fakat varoluşun ağırlığı derisinin altında Başkası’nı (ötekini) hissetmekten kaynaklanır. Bu sonsuz sorumluluk duygusu, yaşanmış her şeyi önceler ve egodan bile daha eskidir. Özne ve Başkası arasındaki tutsak edici ilişki, özgürlüğü önceler, çünkü insani dünyanın kuruluşu özneler arası ilişkinin bir sonucudur.
Reklam
Kişisel deneyim ve geçen her an bilinçli ya da bilinçdışı tarzda zihinde organize olarak afekt kalıntılarından bilgiye kadar dönüşür. Yani her duygu güdük bir fikir taşır; açılmayı bekleyen. Bunlar anın yorumlanışına katkıda bulunur; bu predeterminist bir etkidir. Anımsama anda gerçekleşir ve bu şekilde geçmiş bir yaşantı yeniden ama bu kez biraz farklı olarak yani dönüştürülmüş olarak yaşanır ve bu olası bir durumdur. Anımsadıkça anılar yeniden değişir. An, geçmişi değiştirir ve geçmiş yeniden organize olur. İnsan geleceği tasarlar. Artık bilinçaltı vardır. Bu bilinçaltı edilgin olarak tüm anıların rezervuarıdır ama dinamik olarak bastıran ve bozandır. Uzun süreli bellek, bir çeşit bilinçdışı ya da bilinçaltıdır. Anımsanacaklar burada olup yakın ya da uzak geçmiş olarak organize olur.
Bebekte utanç duygusu, diğerkâm davranışlar ve bilişsel düzeyde kendinin farkındalığı (kendini aynada tanımak gibi) ilk kez on sekizinci ay civarında görünür. Sosyal duygular çocukta ahlak ilkeleri içeren tepkiler oluşmasını sağlarken, çocuğun idealize ettiği benliğine ulaşamadığında utanç duymasına, ulaştığında ise gurur duymasına sebep olmaktadır. Böylece, utanç ve gurur, acı ve hazzın toplumsal yaşamda yeni ortaya çıkan referans noktaları olarak, karar verme mekanizmalarını dolayımlar.
Castaneda için Şamanizm bir dünya, araştırılacak bir dünyadır. Uyuşturucu bağımlılık olarak değil, Şamanizm’de olduğu gibi bu dünyanın bir imkânı, farklı dünyalar arasında bir geçiş olanağıdır. Deleuze-Guattari, Castaneda’nın Şamanizm’le olan ilişkisindeki zaman mekân değişikliği, şamanın uyuşturucu almadan, zamanda yaşadığı dünyalar arası geçiş konusunda aynı düşünürler. Lapoujade, dünyada delik açmanın, çileci felsefeyle gerçekleşebileceğinin altını çizerken, Castaneda’da çilecilik deneyiminin uyuşturucusuz da gerçekeştirilebileceğini söyler. Burada negatif, olumsuz, dört tehlikeli histen kurtulmak gerekir. Bunlar: Korku, Aydınlık, Güç, Tiksinme’dir. Çileciliğin, uyuşturucusuz gerçekleşmesi, Deleuze-Guattari’nin ifadesiyle, “Saf suyla sarhoş olmak”, uyuşturucunun bağımlılığından, kendini yok etmekten kurtulmak demektir.
Prefrontal lob, yukarıdan aşağıya inen yollardaki deneyim bazlı olan etkilere içsel olarak (bir anlamda İd’den gelen) üretilmiş öncelikler, nitelikler ve anlamlar yüklenmesinde işlev görür. Uyaran bağımlı az çok belirli yanıtlardan ziyade esnek ve yeni yorumlar tercih edilir. Prefrontal korteks somut deneyimin de üstüne çıkan içsel olarak üretilmiş öncelikleri devreye sokar. Yani yoruma kişisel eğilim, arzular ve beklentiler girer. Hayal, deneyime dönüşür. Söze dökülmesine ve kültürle katışık olmasına bağlı olarak insana özgü deneyimin (kendi-öteki ayrımı, empati ve zihin kuramı, ahlaki düşünme biçimleri, otonomi/serbest irade gelişimi) biyolojik bazını sağlayan, bu prefrontal elemandır.
Reklam
Benzer bir diğer görüşe göre bilinçlilik, özel bir grup hücrenin eşsiz moleküler, farmakolojik, biyofizik ve anatomik özelliklerinin bir kombinasyonu ve hiyerarşik organize bir yapılanma içinde artmış senkronize etkinliğidir.Cotterill’e göre, bilinçlilik, organizmanın kendi çevresi içinde kendi bedensel hareketlerinin ve homeostatik işlevlerinin farkında olma yeteneğine dayanır. Bu nedenle kas hareketlerinden hızlı duyusal geri bildirim yapan kas iğciklerinin işlevleri kritik bir öneme sahiptir. Bir başka araştırmacı Zeki, bilinçliliği ağırlıklı olarak görsel verilerin algılanmasındaki ve değişik görsel alanlardaki farklı, incelikli zamansal asenkroni ile ilişkilendirmiştir. Weiskrantz da körgörüşü olan bireylerde yaptığı çalışmalara dayanarak bilinçli görsel-motor eyleme paralel giden yorumlayıcı bir yanın varlığını vurgulamıştır. Bu süreçte başka yollarla sağlanan farkındalık onaylanır. Burada söz konusu olan, algılananları anlamla donatmadır. Bu da, farkındalıkla kast edilen ve farkındalığı doğurandır. Shallice ise bilinçliliği farklı psikolojik alt sistemlerin (bellek, dil, yönetici işlevler vb.) arasındaki gevşek hiyerarşik ilişkilerin bir ürünü olarak açıklamıştır.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.