Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İnsan Genomunun Karanlık Maddesine Bir Yolculuk

Çöp DNA

Nessa Carey

En Eski Çöp DNA Gönderileri

En Eski Çöp DNA kitaplarını, en eski Çöp DNA sözleri ve alıntılarını, en eski Çöp DNA yazarlarını, en eski Çöp DNA yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
400 syf.
8/10 puan verdi
Biyoloji ve genetik bilimiyle ilgilenen kişiler için oldukça doyurucu ve güncel bilgiler içeren bir kitap. Ancak kalıtımla ilgili temel kavramları bilmeyen kişiler için bazı bölümlerin anlaşılması zor olabilir. Özellikle tıp, genetik, biyoloji gibi bölümlerde okuyan ögrenciler için çok faydalı olacagına eminim. İyi okumalar...
Çöp DNA
Çöp DNANessa Carey · Say Kitap Yayınları · 201940 okunma
İnsan genomunun dizilenmesinden sonra yaşanan bir diğer şok ise insan anatomisinin, fizyolojisinin, zekâsının ve davranışlarının sahip olduğu olağanüstü karmaşıklığının, klasik gen modeline dayanarak açıklanamayacağının farkına varılmasıydı. İnsanlar ile basit mikroskobik solucanlar hemen hemen aynı sayıda (yaklaşık 20.000 adet) protein kodlayan gene sahiptir.
Reklam
Friedreich Ataksisinde hastalık, amino asit kodlayan iki bölüm arasındaki GAA tekrar dizisinin anormal şekilde uzamasından kaynaklanmaktaydı. Araştırmacılar, hücreler bu uzamış tekrarı içerdiğinde, gen tarafından kodlanan mesajcı RNA'nın üretiminin durduğunu gösterdiler. mRNA üretilemediğinde, protein de üretilememekteydi.
Frajil X proteinin işlevi, hücre içinde birçok farklı RNA molekülü taşımaktır. Bu taşınım, RNA'ları doğru bölgelere götürür ve onların nasıl işleneceğiyle birlikte nasıl protein üreteceklerine de etki eder. Frajil X proteini yoksa, diğer RNA molekülleri uygun şekilde düzenlenemez ve bu da hücrenin normal işleyişini altüst eder. Nedenleri açık olmasa da, beyindeki nöronlar bu etkiye özellikle hassas görünüyor ve böylelikle bu hastalıkta öğrenme bozukluğu gelişiyor.
... mRNA moleküllerinin protein kodlamayan bölgeler (çöp) içermesinin tek bir nedeni vardır. Bu bölgeler, mRNA'ların hücreler tarafından nasıl kullanıldığını düzenlemek için kritik öneme sahip olmanın yanı sıra, bir genden üretilecek olan protein miktarının hassas bir şekilde ayarlanmasını sağlayan başka bir kontrol seviyesini de oluşturur.
Eğer protein kodlayan genlerimiz, sineklerinki ve solucanlarınki gibiyse, insanlar neden bu kadar karmaşık organizmalardır? Açıklamaların bir kısmı uç birleştirmeye dayanıyor. Daha basit organizmalarla kıyaslandığında insan hücreleri, tek bir genden çok çeşitli protein varyantları üretebilir. İnsan genlerinin %60'tan fazlası, çoklu uç birleştirme varyantları üretir.
Reklam
Evrimsel sürecimiz içinde bazı retrovirüsler, genomlarımıza tamamen yerleşmişlerdir. Günümüzde bunların çoğu genomik fosillerdir. Retroviral dizilerin bazı kısımları kaybolmuştur ve bu nedenle bir daha asla viral bileşenler üretemezler. Ancak hâlâ bazıları yeni virüsler yapmak için gereken tüm bileşenleri içerir. Bunlar normalde hücre tarafından çok sıkı kontrol altında tutulur. Bilim insanları, bağışıklık sisteminin sadece dış dünyadan bizi etkileyen virüslerle savaşmadığını, aynı zamanda bu endojen virüslerin de kontrol altında tutulmasını sağladıklarını keşfettiler.
13, 18 ve 21.kromozomların trizomileriyle doğan bebekleri görmemizin nedeni ... Bunlar, en küçük kromozomlardan üçüdür ve her biri nispeten az sayıda gen içerir. Genel olarak, kromozom büyüdükçe, içerdiği gen sayısı da artar. Bu nedenle, 1. kromozomun trizomisini hiç görmememizin nedeni, büyüklüğüdür. 1.kromozom çok büyüktür ve çok sayıda gen içerir. Bir yumurta ve sperm birleşip, bu kromozomun üç kopyasını taşıyan bir zigot yaratırsa, çok sayıda gen aşırı ifade edileceği ve hücre fonksiyonları felakete uğrarcasına bozulacağı için embriyo çok erken yok edilecektir. Bu, muhtemelen kadın hamile olduğunu farketmeden gerçekleşir.
Araştırmacılar, bilinen herhangi bir protein kodlayan genden uzakta yerleşik olan uzun kodlanmayan RNA'ların yaklaşık 150'sinin ifadesini azaltarak kültürdeki embriyolojik kök hücrelerini manipüle ettiler. Her deneyde sadece bir uzun kodlanmayan RNA'nın ifadesini azalttılar. Düzinelerce örnekte, sadece bir uzun kodlanmayan RNA'nın azaltılmasının, embriyolojik kök hücrelerinin pluripotent olmaktan çıkıp diğer hücrelere farklılaşmaya başlaması için yeterli olduğunu buldular. ________________________________________________________________ (Pluripotent, gelişen bir embriyo'nun erken safhalarında var olan, canlıyı oluşturan özelleşmiş tüm hücre tiplerine dönüşebilme yeteneğindeki henüz farklılaşmamış hücreler için kullanılan bir tanımlama.)
Uzun kodlanmayan RNA'ların, sadece laf olsun diye değil, kansere aktif olarak dâhil olduğunu doğrulayan en güçlü verilerden bazıları, prostat kanserinden gelir. Prostat kanseri gelişmeye başladığında, kanserin büyümesi, testosteron olarak adlandırılan erkeklik hormonuna bağlıdır. Testosteron bir reseptöre bağlanır ve bu hücre çoğalmasını destekleyen çeşitli genlerin aktivasyonuna yol açar. Testosteronun reseptörüne bağlanması, ayağınızı arabanızın gaz pedalına basmanız gibidir. Prostat kanseri öncelikli olarak hormonun reseptörüne bağlanmasını durduran ilaçlar kullanılarak tedavi edilir. Bu ayağınızla gaz pedalı arasında bir cisim olması gibidir, böylece aracı daha da hızlandırmak isterseniz bile gaz pedalının üzerine basamazsınız. ______________________________ Fakat zamanla kanser hücresi, sıklıkla alternatif bir yol bulur. Hormon reseptörü, etrafında testosteron olup olmadığına bakmaksızın genleri aktive etmenin yollarını bulur.
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.