"Zihin bütün yıkıntıların bıraktığı izleri unutmuyor, onların, biçimlerini değiştirerek sıkıntılı bir rüya ya da karabasan biçiminde, aradan onyıllar geçse de sunuyordu. 'Hepsinden kurtulmak ölüm mü acaba?' diye düşündü. Ya kurtulmadan yaşamak? O neydi?"
"Oturduğumuz tahta ev yok anne" dedi. "Ama yandaki tahta evi kapısından tanıdım. O büyük ev aynen duruyor. Karşıdaki hamam da."
Annesi dalgın bir gülümseme ile :
"Burdur" dedi. "Demek Burdur' a gittin."