Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

1977-1983

Damla Damla Günler 2

Adalet Ağaoğlu

Damla Damla Günler 2 Gönderileri

Damla Damla Günler 2 kitaplarını, Damla Damla Günler 2 sözleri ve alıntılarını, Damla Damla Günler 2 yazarlarını, Damla Damla Günler 2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bugün bir şey olsun istiyorum. Ben, yalnız ben olduğum için kusur ve sevaplarımla ben, ben olabildiğim kadar olduğum için bir şey; kum taneciği kadar minicik bir incelik; annemin bana tebessümü yerine geçsin, güven duygum geri gelsin.
Sayfa 272 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Dosto. Dostoyevski. Başucumda hep o. Ezilenler. Romanı yıllar önce okuduğum zaman "Alyoşa"dan hiç hoşlanmamıştım. Bu sefer Nataşa'nın ona duyduğu kötü sevginin değil, kırılmış onurunun peşine düşmüş bulunuyorum. Roman için benimseyemediğim Alyoşa tam bu romanın bam-teli. Ezilenler, senin gençliğinde "öyle sandığın" aşk-ayrılık-gizlilik altında ezilerek kırılmalar falan değil canım. Bu kırgınlıkların, bu iri çatlakların altında yatan şey. Göz önündekilerin kat kat açıla açıla bağışlama'nın değerinin sorgulaması bu; insanın bağışlama üstüne düşürdüğü ışıktır Ezilenler. Yelena neyin bağışlanır, neyin bağışlanamaz olduğunu hayatının 14 yıllık deneyimleriyle bilir. Onu eğiten somut yaşamının koşullarıdır; İra'nın hoşgörü üstüne öneri ve öğütleri değil. Yelena kısa ama çok yaşadı; yoğun yaşadı. Bağışlanamaz babalardan, sevgililerden nefret ettiyse onu bağışlayabiliriz. Nefret etti, ama annesinden bir adım öteye geçerek bize bağışlanamaz(lıkları) gösterdi. Şimdi buna faşizm diyorum, baskı ve zulüm terörü diyorum. Prens gibiler bağışlanamaz. Gücün onursuzluğu, çirkinliği, çıkarcı eziciliği bağışlanamaz. Nelly (Yelena) ve öteki figürler Dostoyevski'nin "bağışlama" üstüne derinlemesine eğilebilmesi için varlar...
Sayfa 262 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir gün bile kendimi "kötülük"ün anlatıcısı gibi duymadım. Dostoyevski benzeri, "tanrı vergisi"yle hayat gerçeği labirentine düşseydim, olurdu; ama aklın egemenliği çağında doğmuşum. Bilimle hayat gerçeği arasındaki eşikte daralmanın gerginliğinde, huzursuzluğundayım. Kimsenin üstüne işemedim.
Sayfa 260 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Yaratılmak istenen güzelliklerin inceliksiz yaklaşımlarla çirkinleşmesine zor dayanıyorum. Kırgınlığımı kolay onaramıyorum. Bu benim suçum; insanda iyilikle kötülüğün birlikte olduğunu hazmedememiş olma suçum.
Sayfa 258 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Roman bir arayıştır. Kendi kendime hep bunu söylerim. Sevmediğimiz dünya, benimseyemediğimiz insan yerine yeni bir dünya, yeni bir insanlık arayışı. Masal, destan, şiir, müzik, heykel efsaneleri insan aklının bilimsel arayışlarından önce de vardı. Roman, içerdiği anlamla ortaya bilimsel arayışla birlikte çıktı, onunla evrile evrile değişti, gelişti. Onun için roman tek kurallı değil, çok kurallı; yani enine boyuna derinliğine çokboyutlu. Roman bu boyutları arayış, bunları bütünleyiş sanatı. Özneler fiilinin iki çekimiyle, dün ve şimdisiyle yazılamaz; fiilin bütün çekimleriyle yazılmalı. Olmamışı olmuş, olmuşu olmamış gibi... Rüyalar, kâbuslar, hayaller; özleyiş ve kaçışlar: Bir kilim dokur gibi...
Sayfa 256 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Güçle zafiyet ikileminin bestesi... Faşizmi anlatmanın en özlü örneği. Sanat ve edebiyat bunun için gerekli.
Sayfa 250 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çekimde ışığın önemi, tablolarda ışığın önemi neyse, o derecede olmalı. Bizim filmlerin boyutsuz, tek yüzlü fotoğraflardan ibaret görünmesinin nedeni de bu olmalı: Ressama çeşitli boyutlar sağlayacak ışığa verilmesi gereken önemin yokluğu...
Sayfa 246 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Bir afiş...
6 Mayıs 1972 Üç Delikanlının Fotoğrafı Sanki şarkılarla ve bayraklarla / Bir bayram günü Nümayişe çıktılar / Öyle genç ve fütursuz... (Asılanlara Ağıt)
Sayfa 246 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Romain Gary
"Hayatım boyunca en büyük çabayı bütünüyle umutsuzluğa kapılmak, umut adına ne varsa hepsini tüketmek için harcadım, ama başaramadım. Her zaman bir yerlerde bir şeyler gülümsedi durdu."
Everest YayınlarıKitabı okudu
Harçsız, borçsuz tokluk duygusu. Borçlanmadan doymak: En esaslı özgürlük!
Sayfa 245 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ülkeyi de değiştirmek istemiştik. Böyle: Lafla! İçimizle. Hareketsiz.
Sayfa 231 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Ana şefkatinden yoksunluğumu alt edememekteyim.
Sayfa 218 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Ayhan bir kucak papatyayla geldi: Söyleştik, ağlaştık, dertleştik; siyasal tercihlerimiz havada... Papatyalı inceliği dokunaklı!..
Sayfa 218 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Evsiz barksız olanların çoğunlukta bulunduğu bir toplumda iki kişinin iki odalı miki odalı ikinci bir evinin olması da aklıma fikrime değilse de, ruhuma dokunmakta.
Sayfa 216 - Everest YayınlarıKitabı okudu
194 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.