Hıristiyan Araplara göre, Osmanlı devleti kendilerinin devleti sayılmazdı. Ancak onlar çok geçmeden başarılı olmanın tek şartının Müslüman Arapların desteğiyle mümkün olabileceğini gördüler. Onlara göre Müslüman Araplar arasında da Arabizm (Arab milliyetçiliği) fikrinin yaygınlaştırılması gerekiyordu. Bunun sağlanması halinde Türklere karşı ilk önce Lübnan ve sonra diğer Arap memleketleri de ayaklanabilirdi.
Fransa Kanuni Sultan Süleyman döneminden itibaren Akdeniz’de koloniler kurmak için Türk-Fransız ananevi dostluk siyasetini bir vasıta olarak kullanmıştır. Fransa kapitülasyonlarla Suriye’ye girerek, bölge ile iktisadi bir bağ kurmuştur.
Ne garip değil mi? Aynı dili, dini paylaşanlar parçalanırken, dili-dini farklı iki millet Kıbrıs’ta birleştirilmeye çalışıyor ama kimse “bunun anlamı ne” diye sorgulamıyor. Sanki ruhları emperyalizme esir edilmiş.
Atatürk ve Kurtuluş Savaşı neyi temsil ediyor? Emperyalizmi durdurarak ilk yenilgiyi tatmalarını temsil ediyor. Dünyada bağımsızlık ateşinin yakılmasını temsil ediyor. İşte o yüzden Atatürk ve eserlerine savaş açıldı.
Sorulması gereken bir küçük soru da şudur: Türkiye yahut ABD neden Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt ya da Bahreyn için demokrasi talep etmiyor da Suriye için talep ediyor?*
*Özcan Yeniçeri, Yeniçağ Gazetesi, 26.01.2012