Her ne olursa olsun, namaz asla terk edilemez; bile bile de kazaya
bırakılamazdı. Namaz İslâm’ın en büyük şiarı, en temel ibadetiydi. Namaz
kılmadan İslâm olmaz; Müslüman da namazsız yaşayamazdı...
Hz. Hubeyb b. Adiy (r.a.);
Ensâr...
Hicretten önce İslâm’a girmiş, Ensâr’ın önde gelen bahadırlarından biri
olup, akıllı, zeki ve atılgan biriydi. Kur’ân-ı Kerîm onun, tabiri yerindeyse
özel ilgi alanının başında geliyordu. O kadar ki; hangi âyet, nerede, nasıl
nazil oldu. Efendimiz onu nasıl tefsir etti, hangi Sahâbe bunu nasıl anladı ve
hayatına geçirdi, bütün bunları en iyi bilenlerden biriydi.
Kendini ibadete vermiş, âbid ve zâhid bir zattı. Çok güçlü bir îmana
sahipti. Alçak gönüllü, mütevazı ve ahlâk âbidesiydi. Övmek ve
övünmekten hiç hoşlanmazdı.
İnanan insan, inancını kuru bir kültür olarak algılamamalıydı... Çünkü inanç bir hayat biçimiydi. Yaşama modeliydi. Neye, ne kadar ve nasıl inanıyorsa; onu o kadar ve o şekilde yaşamalıydı...
Ölüm hak, hayat boş ve geçicidir,
Mukadderatın hepsi başa gelicidir!
İnsanlar er geç Allah'a dönücüdür.
Eğer ben sizinle çarpışmazsam;
Annem ölümümü görücüdür!..