Japonya'yı bilhassa Tokyo'ya gitme arzumu öldürdü kitap resmen. Japonların biraz garip ruhlu olduğunu biliyordum ama bu derece "hasta" ruhlu olduklarını bilmiyordum.
Kanun üstü Yakuza'lar, insanlardan kulluk isteme derecesinde bulunan çok güçlü şirketler, hayata yön veren reklam panoları, aptala anlatır gibi gereksiz, sesli ve sürekli terkar eden anonslar, kuralcılığa riayete boğulmuş ve mantıkla bile baş edilemeyen yasalar, ananeler, görgü kuralları... Tam bir distopya...
Ne istediğini bilmeyen, bilse de ifade etmekten çekinen, göze batmamak, kalabalıktan başını kaldırıp dikkat çekmekten çekinen, Lemming misali önden gidenin peşinden giden tamamen şahsiyet yoksunu insan karakterinin özellikleri, ki tam bir iticiliğe sahip bir özellik. Bu özelliği toplum bazında, bilhassa şehirde düşünün, tam bir kabus...
Kitap ilginçti kesinlikle. Ama eğlendirici ve komik değildi. Adeta hüzünlendim okurken. Yerden yere vurmuş adam. Ama haklı olarak...
Buna rağmen ibreti alem için gidilir Japonya'ya.
Konuya da hazır girmişken elimdeki Japon romanını da okuyayım havası kaçmadan.
Orijinal dili Japonca kitabın, bundan dolayı birçok Japona ulaşmış. Türkçesi var mı, sanmıyorum. Bulabilene iyi okumalar...