"Biri Josef K.’ya iftira etmiş olmalıydı, çünkü kötü bir şey yapmamış olmasına karşın bir sabah tutuklandı." cümlesiyle başlayan bu eser baştan sona köhneleşmiş adalet sistemini anlatmaktadır. Neyle itham edildiğini bilmeden başlayan süreç kitabın sonuna kadar öylece devam etmektedir.
Çok sıradışı bir olay akışı olmamasına rağmen klasik olmasının hakkını verecek bir biçimde yoğun zihin okumaları, davranış değerlendirmeleri ve karakter tasvirleri ile devam ediyor.
Eserde K.nın karşılaştığı tüm kişiler mahkeme katibi, mahkeme ressamı ve mahkeme rahibi gibi kişilerden oluşuyor. Herkes kendine göre davası hakkında bilgi sahibi ve K.ya yol gösterme hevesinde, ama neticeyi değiştirecek bir savunma yapmasına izin verilmiyor.
Bunlardan bana göre en ilginci şu:
Koltuğunu yatağın daha yakınına çekmiş olan Ressam, konuşmasını bu kez daha alçak sesle sürdürdü:“Başta size ne tür bir kurtuluş istediğinizi sormayı unuttum. Üç olasılık vardır, yani gerçek anlamda aklanma, görünüşte aklanma ve sürüncemede bırakma. Gerçek aklanma elbette en iyisidir, ama bu tür bir çözüm konusunda en ufak bir etkim bile olamaz. Zaten kanımca gerçek anlamda aklanma için etkili olabilecek kimse yoktur. Bu noktada herhalde yalnızca davalının suçsuzluğu belirleyici olabilir. Siz de suçsuz olduğunuza göre, yalnızca suçsuzluğunuza dayanmanız gerçekten de düşünülebilir. Fakat o zaman ne benim, ne de bir başkasının yardımına ihtiyacınız olur.”
Keyifli okumalar.