Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Davacın Peygamber Olursa!

İbrahim Gadban

Davacın Peygamber Olursa! Gönderileri

Davacın Peygamber Olursa! kitaplarını, Davacın Peygamber Olursa! sözleri ve alıntılarını, Davacın Peygamber Olursa! yazarlarını, Davacın Peygamber Olursa! yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
162 syf.
4/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İhtilaflı konular bir kenara yazarın bu kitabında katılmadığım fikirleri ve eksik ifade edilen bazı yerler var. <Elbette ki Kur’ân’ın avam tarafından anlaşılamayacak yönleri vardır. Bu doğrudur; ama bunlar genele bakıldığında Kur’ân’ın çok az bir kısmını teşkil etmektedir.> Kur'an'ın mealini okuyan harhangi biri okuduğu
Davacın Peygamber Olursa!
Davacın Peygamber Olursa!İbrahim Gadban · Menahil Kitap · 2012116 okunma
Bilmek gerekir ki en büyük felaket, en büyük âfet ve en büyük musibet, kişinin Allah’ın kelamından uzak bir hayat yaşamasıdır.
Reklam
Yeryüzünün en ufak kara parçasında dahi “anlaşılıp, öğrenilmesin” diye yazılmış tek bir eser yokken, Kur’ân kimi insanlar tarafından sanki bu amaçla inmiş gibi telakki edilmektedir.
Hz. Ömer yolculuklarından birinde bir kafileyle karşılaşır. Gece vakti ve karanlık olduğu için kafilenin adamlarını tanıyamaz. Oysa kafilede Abdullah İbn-i Mesud’da vardır. Ömer (radıyallâhu anh) hemen yanındaki askerlerden birisini on lara gönderir ve: − “Bu topluluk nereden gelir?” diye seslenmesini söyler. Kendilerine yöneltilen bu soruya Hz.
104 syf.
6/10 puan verdi
Kur'an'dan uzaklaştırılmış insanlara delilleriyle yapmaları gerekenleri anlatan istifadeli bir kitap olmuş. Herkesin şapkasını önüne çıkarıp bu dünyaya neden gönderildim ve Kur'an hayatımın ne kadarına yön veriyor onu düşünmesi için yazılmış gibi.
Davacın Peygamber Olursa!
Davacın Peygamber Olursa!İbrahim Gadban · Menahil Kitap · 2012116 okunma
Ancak Kur'ân'ın hidayet kitabı olması, onu her okuyanın ondan hidayet bulacağı anlamına gelmez. Kur'ân öyle bir kitaptır ki, kişi ona hangi amaçla yaklaşırsa onu elde eder. Eğer hidayeti isteyerek onu mütalaa ederse hidayet bulur. Hidayet amacı gütmeden mütalaa etmeye kalkarsa dalaleti bulur. Nitekim bu gerçeği Rabbimiz birçok ayette açıkça beyan etmiştir ve Kur'ân'ın kimilerinin hidayetini artırırken, kimilerinin de küfrünü artıracağını vurgulamıştır. Rabbimiz şöyle buyur: "Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur'ân, onlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için üzülme." (5/Maide, 68)
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
Bununla birlikte bir Müslümanın uzun süre Kur'ân'dan uzak kalması düşünülemez. Bu olacak bir şey de değildir. Üstte Abdullah b. Amr (radıyallahu anh)'la alakalı olarak verdiğimiz rivayet ve ona benzeyen diğer nakiller, Rasûlullah Efendimizin "Ne kadar sürede Kur'ân okuyalım ey Allah'ın Rasulü!" şeklinde kendisine yöneltilen sorulara en fazla 30 günü işaret ettiğini ortaya koymaktadır. Yani en azamî süre 30 günüdür. Bu nedenle bazı âlimler, Furkan Sûresi'nde Rasûlullah'ın ümmetini şikâyetten haber veren: "(O gün) Peygamber: 'Rabbim! Benim kavmim şu Kur'ân'ı terk edilmiş bir şey hâline getirdi' diyecek." (25/Furkan, 30) ayetini baz alarak 30 günden daha fazla Kur'ânla meşgul olmayanların Kur'ân'ı terk etmiş hükmünde olacağını bildirmişler ve bir Müslümanın asla bu süreden daha uzun bir vakit Kur'ân'dan ayrı durmaması gerektiği yönünde fetva vermişlerdir.
Sayfa 131Kitabı okudu
Muvatta'da Abdullah İbn-i Ömer'in tam sekiz yıl Bakara Sûresi üzerinde durduğu nakledilir.
Sayfa 130Kitabı okudu
Rabbimiz, kitabını düşünmeyen ve onun tertemiz ayetleri üzerinde kafa yormayanları eleştirmiş ve istifham/soru yoluyla Kur'ân üzerinde düşünmeyenlerin aslında kalpleri kilitli olan insanlar olduğuna işaret etmiştir. "Onlar, Kur'ân (ayetlerini) hiç düşünmezler mi, yoksa kalpleri üzerinde (anlamalarına engel olan) kilitler mi var?" (47/Muhammed, 24)
Sayfa 111Kitabı okudu
Kur'ân dinlemek, sadece makamlı bir şekilde kıraat eden kişiyi dinlemek değildir. Bununla birlikte tartışma veya münazara ortamında "Allah şöyle buyurur" diyeni dinlemeyi de içerisine alır. Yani biri ile konuşurken Allah namına bir şey okumaya başlarsa karşımızdaki, onun sözünü kesmememiz ve sonuna kadar güzelce dinlememiz gerekmektedir. Bu da "Kur'ân okunduğu zaman ona kulak verip dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin." (7/Araf, 204) ayetinin kapsamına girmektedir.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
"Sen kendini hak ile meşgul etmezsen, batıl seni işgal eder"
Sayfa 108Kitabı okudu
İbn Kayyım şöyle der: "Eğer insanlar Kur'ân'ı düşünerek gereğince okumanın önemini bir bilselerdi, her şeyi bırakırlar, sadece onunla ilgilenirler, düşünerek onu okur ve kalbine şifa olan bir ayet geldiğinde yüzlerce kez onu tekrar ederlerdi. Dolayısıyla bir ayeti düşünerek ve anlayarak okumak, düşünmeden ve anlamadan Kur'ân'ı hatmetmekten daha hayırlı, kalp için daha faydalı, imanı elde etme ve Kur'ân'ın tadını alma hususunda daha etkilidir."
İbn Abbas'ın şöyle dediği nakledilir: "Manasını düşünerek Zilzal ve Karia surelerini okumak Bakara ve Al-i İmran surelerini hızlı bir şekilde okumaktan bana daha sevimlidir."
"Ölmüş yeri sulayarak dirilten ve orada bitkileri yeşerten yağmur maddesi ise, kalbi sulayarak onun hayat bulmasına vesile olan ve kalpte imanı yeşerten yağmur maddesi de Kur'ân'dır. Yere yağan yağmur sürekli olmazsa (yerde) hiçbir şey bitirmez. Aynı şekilde kalp sürekli Kur'ân'a arz edilmezse, kalpte canlı ve etkin bir iman yeşermeyecek ve imanın umulan meyveleri ortaya çıkmayacak. "
184 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.