Edebiyat derslerinde destandan halk hikayeciliğine geçişin ilk ürünü dediğimiz ve içinde 12 tane hikaye barındıran kitabı okumak geç de olsa bana da nasip oldu.
Kitap çok güzeldi çevirisi dışında. Çeviri berbattı. İlerleyen zamanlarda çevirisi iyi olan şeklini kütüphaneme ekleyeceğim ama bu olumsuzluğa rağmen az çok hikayelerini bilmem sebebiyle çok da zorlanmadan okudum ve çok kısa bir sürede bitirdim.
12 hikayenin her biri de birbirinden farklı ve bizi okurken farklı farklı maceralara sürüklüyor. Olağanüstülükler mi dersiniz, aşk mı dersiniz, kahramanlık mı dersiniz daha sayamadığım bir sürü şeyi bulabileceğiniz bir kitap.
Azrail:
-bre deli kavat bana ne yalvarıyorsun? Yüce Allah 'ha yalvar.Benim de elimde ne var?Bende bir emir kuluyum,dedi.
Deli Dumrul:
- ya öyle ise can veren, can alan. Yüce Allah mıdır, dedi.
-Evet odur,dedi azrail.
- ya öyle ise sen neyin belâsı sın?sen aradan çık! Ben yüce Allah ile haberleşeyim,dedi. Deli Dumrul.
Deli Dumrul burada söylemiş. Görelim ne söylemiş.:
Yücelerden yücesin.
Kimse bilmez nicesin
GÜZEL TANRI!
Nice cahiller seni gökte arar,yerde ister.
Sen zaten müminler gönlündesin!
Daima duran zorlu Tanrı!
Benim canımı alacaksan sen al.
Azrail 'e almaya bırakma!
Yüce Allah'a Deli Dumrul'un bu sözü hoş geldi.Azrail'e seslendi'ki:
-mademki deli kavat benim birliğimi bildi, birliğime şükür kıldı. Ya Azrail, Deli Dumrul canı yerine can bulsun, onun canı azat olsun , dedi.
Günümüzde kalemlerin kılıçlardan daha keskin olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.Gerçek güç,bilgidir.Bilgiye sahip olmayanlar,bilgi sahibi olanların kölesi olurlar.