Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki?Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?"
"bu anda, kırılan bir camın şıngırtısını andıran bir kahkaha kulaklarımın dibinda patladı, siyah elbiseli adam:
"Pek mi korktun?"diyordu. "Niçin, niçin korkuyorsun? Senden, yani hayttan büsbütün ayrı bir şey diye mi? Fakat bu aptalıktır. Onu bizden farkı, bizim ondan farkımız nedir ki? Hiç... bak, eğil de bak...
Bu dişler yok mu, bu muntazam dişler, onların arasından, şimdi bizim konuştuğumuz şeylere benzemeyen ne tatlı sözler çıkardı bilsen...
Düşünüyormusunki, bakmaya tiksindiğin bu dişleri görebilmek için onun tebessüm etmesi nasıl sabırsızlıkla beklenirdi!..
Tahmin edebilir misin ki, boğazına dolanarak seni boğacakmış gibi korktuğun bu saçların güneş altında ne hayat dolu parlayışları vardı."
Kitaplar yeni tanıdıklarına karşı çok ketum olurlar. Bir kere de onlarla laubali oldunuz mu size malik oldukları her şeyi verirler ve onlar bizim isteyebileceğimiz her şeye fazlasıyla maliktirler.
Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegane tesellidir. Her eşyasını ayrı ayrı ve gayet iyi tanıdığım bu odada yalnız onlar her zaman için yeni bir koku taşırlar. Her zaman söyleyecek birçok lafları vardır.
"Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegâne tesellidir. Her eşyasını ayrı ayrı ve gayet iyi tanıdığım bu oda da yalnız onlar her zaman için yeni bir koku taşırlar."