Edebi bir atmosferle örülü "Dehliz" adlı eserin sayfaları arasında dolaştım. Ana karakter X'in, hukuk fakültesindeki yaşamının içine göz atmış gibi oldum. X, sıradan bir üniversite öğrencisi gibi görünebilir, ancak onun yaşadığı Dehliz, sıradanlığın çok ötesinde bir dünya.
X'in ölü doğan biri olarak tanıtılması, onun yaşadığı zorluğu ve yalnızlığı vurguluyor. Üniversite, umut kapısı olması gereken bir yerken, Dehliz adını taşıyan bu kurgusal fakülte, karmaşa ve entrikalarla dolu. Grupların hükmettiği bu yerde X, kendisini bulur ve farklı gruplar arasında denge kurmaya çalışır.
Yazarın mizahi üslubu, eserin akıcılığını artırıyor. X'in iç monologları ve olayları değerlendirişi, okuyucuya derinlik kazandırıyor. Dehliz'deki grupların çatışmaları ve X'in bu karmaşada nasıl bir rol üstlendiği, merak uyandırıcı bir şekilde işlenmiş.
Kitap, üniversite yaşamını sadece derslerle değil, aynı zamanda çeşitli gruplar arasındaki sosyal dinamiklerle de harmanlıyor. Dehliz'in karanlığı, bir yandan gerçekçi bir eleştiri sunarken diğer yandan okuyucuyu kurgusal bir serüvenin içine çekiyor.
Eser, güncel konulara da değinerek okuyucuyu düşündürüyor. Gruplar arasındaki çatışma, güç mücadeleleri ve değişim isteği, günümüz toplumsal yapısına dair çeşitli göndermeler içeriyor.
Dehliz'in içine adım attıkça, X'in dünyasına daha da yaklaşıyor ve onunla birlikte heyecanlı, zekice kurgulanmış bir maceraya tanıklık ediyorsunuz. Dehliz, sıradanlığın ötesinde, karanlık bir tuval üzerine işlenmiş etkileyici bir hikaye sunuyor.
Ares Kharon un #dehlizkaranlığındoğuşu adlı eseri ile geldim.
Kitap başta silik bir karakter gibi görünen X adlı kişinin anlatımları ile başlıyor. Çok sıkıcı biri diyebilirim. Resmen hayat enerjisi bitmiş bir karakter. Üniversite hayatına atılıyor okula başlıyor.
