"Bir ot sonbaharın sararmış yapraklarından birine dönüp, "Dalından düşerken çok gürültü yapıyorsun! Kış rüyalarımdan uyanıyor ve mahrum kalıyorum senin yüzünden." dedi.
Yaprak kızgınlıkla, "Alçak ve yurtsuz mahlûkat seni! Ezgisiz, duygusuz şey! Sen yükseklere erişemezsin ve şarkı da söyleyemezsin."
Sonra güz yaprağı toprağa uzandı ve uykuya daldı. Bahar geldiği zaman tekrar uyandı ve artık bir ottu.
Sonbahar geldiğinde ve kış uykusu bastırdığında ve üstüne havadan yapraklar düşmeye başladığında kendi kendine mırıldandı, "Ah bu güz yaprakları! Ne kadar çok gürültü yapıyorlar! Bütün kış düşlerim uçup gidiyor."
-Halil Cibran
(Deli, Anonim Yayıncılık, İstanbul, 2021, s.89)
"Bir ot sonbaharın sararmış yapraklarından birine dönüp, "Dalından düşerken çok gürültü yapıyorsun! Kış rüyalarımdan uyanıyor ve mahrum kalıyorum senin yüzünden." dedi.
Yaprak kızgınlıkla, "Alçak ve yurtsuz mahlûkat seni! Ezgisiz, duygusuz şey! Sen yükseklere erişemezsin ve şarkı da söyleyemezsin."
Sonra güz yaprağı toprağa uzandı ve uykuya daldı. Bahar geldiği zaman tekrar uyandı ve artık bir ottu.
Sonbahar geldiğinde ve kış uykusu bastırdığında ve üstüne havadan yapraklar düşmeye başladığında kendi kendine mırıldandı, "Ah bu güz yaprakları! Ne kadar çok gürültü yapıyorlar! Bütün kış düşlerim uçup gidiyor."
-Halil Cibran
(Deli, Anonim Yayıncılık, İstanbul, 2021, s.89)
MABEDİN MERDİVENLERİNDE
Geçen gece mabedin kaymaktaşından yapılmış merdivenleri üzerinde iki adamın arasında oturmuş bir kadın gördüm. Kadının yüzünün bir yanı soluk, bir yanı kızarmıştı.