Bir komik beni güldüremez,çünkü ne kadar maskaralık yapsa,benim hayatımda rastgeldiğim hakiki,halis ve su katılmamış maskara derecesinde mizah duygumu tahrik edemez;bir dram aktörü de sahnede ne kadar haykırırsa haykırsın,hayatta gördüğüm facialar yanında o derece suni,yabancı ve yaya kalır ki temsil ettiği vak’ aya karşı merhametimi değil temaşa san’atına karşı hiddetimi galeyana getirebilir.Hele romanlarda,adi bir sevda meselesi için muharrir efendinin beş yüz sahife yazması ve herkesin bu temcit pilavını hırsla,iştahla kapışa kapışa yemesi çok tuhafıma gider.
Evet... Bu memlekette, ezeli kırtasiyecilik zihniyetine rağmen, silsilei meratip(rütbeler silsilesi) denilen şey yoktur. İnsan birinci merhaleden sonuncu merhaleye bir hamlede geçebilir.
Bunlara "Zıpçıktı" ismi biçilmiş kaftandır. Bu memleketin her maruf adamı ihtisası olmadığı şubede meşhurdur.
Peyami Safa-Deli Gönlüm
“Fakat şuna da vakıfım ki, genç kızlar merakta kalmaya tahammül edemezler. En müthiş hastalıkların mikrobu bile “tecessüs” kadar onların rahatını kaçıramaz.”