Delillerden Temellere Sistematik Kelam ve Güncel İnanç Sorunları
Recep ArdoğanDelillerden Temellere Sistematik Kelam ve Güncel İnanç Sorunları Gönderileri
Delillerden Temellere Sistematik Kelam ve Güncel İnanç Sorunları kitaplarını, Delillerden Temellere Sistematik Kelam ve Güncel İnanç Sorunları sözleri ve alıntılarını, Delillerden Temellere Sistematik Kelam ve Güncel İnanç Sorunları yazarlarını, Delillerden Temellere Sistematik Kelam ve Güncel İnanç Sorunları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah'a iman edenler Allah'a yönelik bir zihniyet oluşturmalıdırlar...
Esasen İslam'da üstünlük takva iledir ve kimin daha takvalı olduğunu da Allah bilir. Dolayısıyla dünyada iken şu şundan üstündür/efdaldir demenin hiçbir mantıklı izahı yoktur; fakat mezhep tarafgirliği zaman zaman insanlar kendi konumlarını meşrulaştırmada nasları aşın bir bi çimde yorumlayarak kendi konumlarını netleştirmelerine yol açabilmektedir.
Mutezile'ye göre kullar fiillerini özgür iradeleriyle yaparlar. Bundan dolayı da yaptıklarından sorumludurlar. Bu fiillerin yaratılmasında Allah'ın müdahelesi yoktur. Fiili kul değil de Allah yaratmış olsaydı, kulun Allah'ın yarattığı fiilden dolayı cezalandırılması ya da mükâfatlandırılması söz konusu olmazdı. Aksi takdirde bu adalet değil, zulüm olmuş olurdu.
Vâsıl b. Ata şöyle der: "Ben, büyük günah işleyen hakkında mutlak olarak ne mümindir ne kafirdir, diyemeyeceğim. Belki o iki mertebe arasında bir mertebededir (el-menziletu beyne' menzileteyn). Dolayısıyla o mümin de değildir, kafir de değildir.
Evrende bir nizam ve gaye vardır. Her nizamın bir düzenleyicisi vardır. Evren düzen içerisinde olduğuna göre onunda bir düzenleyicisi vardır. O da yüce Allah'tır...
Bir şey ya vardır ya yoktur. Bir şey aynı anda bir yerde bulunmaz. Olumlu veya olumsuzluk aynı anda bir yerde olmaz. Ya olumludur ya da olumsuzdur.
Mutezileye göre rızık; insanın kazandığı ve sahip olduğu mülktür. Haram rızık değildir. Allah'ın haramı kazanmayı ve infak etmeyi emrettiği söylenemez. O halde haram olan bir şey rızık değildir.
Mu'tezile' ve göre rızık, insanın kazandığı ve sahibi olduğu mülktür. Haram, rızık değildir. Allah insana rızkını kazanmasını ve ondan infakta bulunmasını emretmiştir: "Onlar gaybe iman eder, namazı kılar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan da Allah için verirler.Allah'ın haram kazanmayı ve infak etmeyi emrettiği söylenemez. O hâlde haram olan bir şey rızık olarak görülemez.
Allah'ın kulunu asla gücünün yetmeyeceği bir yükümlülükle mükellef tutması caiz değildir. Çünkü ama kimseyi bakmakla, kötürüm yürümekle yükümlü kılmak, hikmet dışıdır ve hikmet sahibi Allah'a nispet edilemez. Dolayısıyla yerine getiremeyeceği bir yükümlülükle insani sorumlu tutması, Allah'ın hikmeti açısından düşünülemez.
Allah, insanı yarattığı gibi insan için irade etme isteğini ve fiilde bulunma gücünü yaratmış ve önceden insana vermiştir. İnsanı seçimleri ve fiilleriyle baş başa bırakmıştır. İnsan Allah tarafından yaratılmış ve kendine verilmiş olan bu potansiyellerle, kendi fiillerini gerçekleştirir.
Mu'tezile'ye göre bir varlığın gözle algılanması için belli bir boyuta ve şekle sahip olması, belli bir cihette ve mekanda bulunması, arada bir mesafenin, ışığın bulunması gerekir. Allah tüm bunlardan münezzeh olduğuna göre onun görülebilmesi aklen imkansızdır.
-Tanrı demek, her yönüyle eksiksiz varlık demektir.
-Var olma da bir kemal niteliğidir.
-O hâlde Tanrı, vardır...
Sonradan var olan her varlık da bir var ediciye ihtiyaç duyar. O halde alem, onu meydana getiren kadim bir varlığa muhtaçtır.
Big bang teorisi, evrenin ezeli olmadığını, her şeyin bir enerji dalgalanması ile başladığını ifade etmektedir. Hiçbir şey yokken bu enerji dalgalanması nasıl oluştu? Onun oluşumu için de hadis olmayan diğer bir failin olması gerekir. İşte bu fail Allah'tır.