Demir Ökçe kitaplarını, Demir Ökçe sözleri ve alıntılarını, Demir Ökçe yazarlarını, Demir Ökçe yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tröstler ile proletarya arasında süren savaş, makinelere ve dünyaya sahip olma savaşıdır. Bu savaşta orta sınıfın yeri yoktur. Orta sınıf iki dev arasında sıkışmış bir cücedir.
George Orwell araştırdığıma göre 1984 kitabını bu kitaptan etkilenerek yazmış.o da demir ökçenin aynısını tersi yönde yazmış, kendimce bir çok şeyi yazmayı da unutmuş diye eleştirmiştim. kitapta eleştirilecek çok şey bulmuştum.Çünkü totaliter baskıcı bir rejime dönüşmüş bir yönetim eleştiriliyor ancak bu totaliter rejimin asıl ana fikri, ideolojisi, felsefesi ,ve fikir babaları satır aralarında okuyucuya aktarılmıyordu.1984 okuyan bu kitabı okumalı diye düşünüyorum.
Jack London bu kitabı yine ders niteliğinde
Fazla spoler vermeden kısaca ;
felsefe ve tiyatro havasında geçen ikili konuşmalar çok iyi.
Okuyana şimdiden tavsiyem,Kitabı anlayarak okuyun bitirmek için değil..
Demir ÖkçeJack London · Bordo Siyah Yayınlarını · 201314,7bin okunma
“Bu büyük kent denilen modern cangılda savaş böyleydi işte. Her sokak bir vadi, her bina bir dağdı. Vızır vızır geçen savaş otomobillerine rağmen, ilkel insanlardan farkımız yoktu.”
“İşin en saçma yanı," diyordu Ernest, "kendi çıkarlarımızı bu budalaların korumasını sağlayacak kadar çaresiz oluşumuz. Dışarıya daha çok mal satma olanağı yarattılar, bu da demektir ki, biz daha az tüketmek zorundayız.”
“gizli ajanlarını halkın arasına sokarak, sosyalizmin tanrıtanımaz bir görüş olduğu düşüncesini yaydı. Başta Katolik Kilisesi olmak üzere bütün kiliseleri öne sürüp, bir kısım emekçi oyunun bizden kopmasını sağladı”
“İsa, zengin insanlara varını yoğunu satmalarını buyurmuştu," diyordu Ernest üzülerek. "Piskopos bu buyruğa uydu ve akıl hastanesine kapatıldı. İsa'dan bu yana çok şey değişti. Varını yoğunu yoksula veren zengine, şimdi deli gözüyle bakıyorlar.”
“servet, kendi başına gerçek iktidar değildir, güç kaynağıdır. Ve güç, hükümeti meydana getirir. Bugün hükümet kimin elindedir? Nüfusunun yirmi milyonu iş sahibi olan proleteryanın mı?”