Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Demokratik Hilafet’e Doğru

Ahmet El Katip

Demokratik Hilafet’e Doğru Gönderileri

Demokratik Hilafet’e Doğru kitaplarını, Demokratik Hilafet’e Doğru sözleri ve alıntılarını, Demokratik Hilafet’e Doğru yazarlarını, Demokratik Hilafet’e Doğru yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Önsözden
Demokratik Hilafet’e Doğru
Demokratik Hilafet’e Doğru
İslam dünyasında demokrasiyi reddeden siyaset adamları ve fıkıh bilginleri bu reddiyelerini İslamiyet'in kapsamlı ve entegre bir sisteme sahip olmasına dayandırmışlardır. Onlara göre İslam, kendine has özgün bir siyasal düzene sahiptir. Hilafet düzeni olarak da bilinen bu düzen, tarih boyunca uygulanmış olup ne Doğu, ne de Batı'dan alıntılara muhtaçtır. Söz konusu kesimler, bu inançtan hareketle "Hilafet" dizenini günümüzde yeniden hayata geçirmeye çalışmaktadırlar. Oysa herkesin de bildiği üzere demokrasi, indirilmiş bir kitap yahut sosyal gerçekliğe ait tek bir resim değildir. Aksine yönetimle ilişkili birçok prensip ve mekanizma topluluğu olup halkın iradesi, yöneticinin seçimle gelmesi, güçler ayrılığı ve siyasal çoğulculuk gibi prensiplere dayanır. İslamiyet, Hıristiyanlık veya Yahudilikle bazı noktalarda buluşurken bazen de tamamen çelişir. Başkalarının deneyimlerini aynen kabul etme zorunluluğu olmaksızın her toplum kendi özgün modelini inşa edebilir. Dolayısıyla Müslümanlar, kendi inanç esaslarından taviz vermek zorunda kalmaksızın İslam'ın ışığında kendi siyasal deneyimlerini biçimlendirebilirler.
İbn Teymiye şöyle diyor: ”Emeviler döneminde yaşayan halkın çoğunluğu devlet başkanının (imamın) -dünyada ve ahirette-(çev.) sorgulanmasının yahut cezalandırılmasının söz konusu olmadığına inanırlardı. Ayrıca onlar, halifelere itaat emiş oldukları için Allah’ın kendilerini hesaba çekmeyeceğini, aksine bu itaati bizzat Allah’ın emretmiş olduğunu düşünür ve dolayısıyla tek yapmaları gereken şeyin itaat olduğuna inanırlardı. Şam’daki bazı aşırı Emevi fanatikleri ise şöyle derlerdi: ”Allah bir kişiyi halife olarak başa geçirdi mi artık onunu kötülüklerini affeder ve iyiliklerini kabul eder, hatta onu hesaba bile çekmez.”
Reklam
"Kamuda yönetici olmak için yiyen ve yediren olmak lazımdır.."
“Aslında dinin yahut din adına fetva verme işinin devlete yahut halka ait bir resmi kuruma hasredilmesi bizzat “din”e aykırı bir durumdur...”
"Açıktır ki, uygulamalarına, karakterine ve kim olduğuna bakmaksızın birçok farklı yönetimin gölgesinde kalmış olmaları nedeniyle din adamları zamanla, yöneticileri meşrulaştıran sınıf haline gelmiştir. Bu dönüşüm sonucunda “din adamlığı” halk karşısında yöneticiler için danışmanlık ve destek görevi gören bir tür devlet kurumu haline gelmiştir.. "