Çılgınlığımda hem özgürlük hem de güvenlik buldum; yalnızlığın özgürlüğü ve anlaşılmazlığın verdiği güvenlik, çünkü bizi anlayanlar içimizdeki bir şeyi köleleştiriyor.
„Ich habe ein altes Gesicht gesehen, tief gezeichnet von nichts, und ein glattes Gesicht, in das sich alles eingeprägt hatte.
Ich verstehe Gesichter, weil ich durch den Stoff hindurchsehe, den meine eigenen Augen weben, und ich die Wirklichkeit darunter erkenne.“
„Geçmişin izleriyle dolu, ancak hiçbir anlam taşımayan yaşlı bir yüz de gördüm, üstünde her şeyi barındıran taptaze bir yüz de.
Yüzleri tanırım, çünkü kendi gözlerimin dokuduğu örtünün ötesine bakabilir ve altlarında yatan gerçeği görürüm.“