Dirseğimi bir sinir duvarına çarptılar
Çıkışlar kapatıldı, kuşlar çekildi gökten.
Biliyorsun şairim pek nazım geçmez Sana
Aşkı da ölüm kadar abartmam hep bu yüzden.
Acıtır gülüşümüz ve başlangıcımız zor
Sevip geçen kadınlar, tamah ettiren para...
Altın diyecekler hep oysa ben ve Thomas More
Ait olduğu yere bıraktık, lazımlığa.
Ne vakit canım
Bir ismin en güzel anlamını getirip yanı başına
Bırakmışlar bir kuşun geniş bahçelere dağılan
Fakat hiç duyulmayan sesiyle
Nehre bahar inmiş yaylaya çakal
Kanıma taş sürüsü dilime bal
Senin göğsüne kırmızı, saçlarına kutsal
Kanat vuruşu gibi bir serçenin ilk kez
Yakmadan geçiyor genzimizi
Usul usul kazandığımız hatıralar
Güzellikle büyütülmüş bir ağrı bakışın
Gülüşüm tomurcuklanıyor yüzünün en gizli köşelerinde
Hatırlamanın o güzel tebessümü
Aramızda yıkılacak tüm köprülere rağmen
Birlikte olmaya lanetlenmişiz
-uzaklaşamaz adımlarımız
Bir anne duasını unutmuş avuçlarında
-dualar dünya ve içindekilerden daha güçlü
..
Bizi ayrı kılacak tüm yasalara rağmen
Dünyaya karşı siper alıp dövüşeceğim
Bizi yüzüstü bırakacak değilim
İnsanlar yok salında akşam olunca sevilecek sözler kalır
Cesaretler toparlanıp hücum vakitlerinde daralan
Eski hatırlarını kurtarır herkes koşturmaca kentlerinde ağrır
Herkesin şurası ağrır aslında ve aşk şiirleri söylenmez
Söylense de şunun şurasında geçip gider sözler, ezgilenmez
...
Sevin sevmenin yer yer kaçışları olur, öyle bir tat bırakırsın
Gözlerini unuturum gözlerin bir maviliğin atlasına dokunur
Sözler hatırasızdır iyi patikalar bulur böylece bir boşluktu uğunur
Eğri bir çağ düşer aramıza; Said Mermer evvelce şöyle dediydi:
Yunus Emre gideli beri bütün odunla eğri
Hiçbir şey yetişemez ölen serçelerin hüznüne
şehrin dışına taşar acı yanında insanlar birikir
eksildiğini duyar durup göğe bakan her kimse
bir çelmeye denk gelen kalbin sendeleyiverir
Artık uzaklara çağırınca bir kuş ya da bir sırra:
-tuhaftır ikinci bir macerayı hep sıkıcı buluruz-
köklerini korkusuzca derine salan çekingenlik
hüznün bumeranglaşan görüntüsü hatıramızda
Hepimiz bilirdik o zaman bu limanları kim yaktı
Oysa şimdi de biliyoruz ama gece oldu mu evlere dönüyoruz
Düzenli olarak dönüyoruz bir bizim salih kalıyor duraklarda
Ama öyle bizimli konuşmayalım olur mu
Çünkü salihse zaten çoktan uzaktır yakınımıza
Ve her türlü mensubiyetten azade tiren istasyonlarına tabidir
İlla bir şey diyeceksek belki diyelim belki salih
Elbette yeteri kadar salih olan bilir
Mezarlıklarda çiçeklere bakmak hiçbir ömrü uzatmaz