“Başmabeyinci esefle başını sallayıp:
– Ne talihsiz adam!, demiş. Tam muradına ereceği anda öldü!
Gözlerini dervişin yüzünden ayırmayan melike:
-Sus!, demiş. Ondan daha talihli insan var mı? Asıl bahtiyar, bir ömür boyunca hasretini çektiği şeye kavuşan değil, ona erişeceğini anladığı anda, saadetinin en yüksek noktasında bir ‘Ah!’ diyerek düşüp ölebilendir.” (Bir Aşk Masalı, Sırça Köşk, 1947)