"Diriliş Ertuğrul" dizisi ile vecde gelip TV karşısında "dıj güçler"e ve bilimum azılı düşmanlarımıza kılıç, sopa sallayan güzel(!) insanlarımızın bayılarak okuyacağı bir kitap, diyebilirim. Yalnız bu bayılma kitabın sayfa sayısından mı kaynaklanır yoksa Ertuğrulgazi'den, Yunus Emre'den, Şeyh Edebali'den, Osman Gazi'den, Orhan Gazi'den bahsetmesinden, o dönemin siyasi ve sosyal yapısını resmetmekteki başarısından mı kaynaklanır, orasını bilemem.
Ancak bildiğim gaza kültürünü anlatması, Osmanlı'nın o coğrafyada tutunmasını ve büyümesini sağlayan politikalarını yansıtması, toplumsal yapıyı resmetmesi bakımından yazar şahane bir eser ortaya koymuş.
Bu resmi çizerken de o dönemin dilini kullanması da belirtilmesi gereken bir diğer önemli nokta. Ancak yazar bunu yaparken sizi anlaşılmayan ya da anlamını çıkaramayacağınız kelimelere boğmamış. Cümlenin bütünlüğü içerisinde ne denilmek istendiğini anlıyorsunuz.
Kitapta anlatılan olaylar ise Osman Bey'in başa geçmesi, Şeyh Edebali'nin kızının alınması, kurulan pusuların bozulması, bazı tekfurlarla yaşanan çatışmalar, Bilecik Hisarının, Karacahisarın alınması, Cimri Olayı, o dönemin insanları, Anadolu'nun siyasal yapısı, toplumsal yapısı, adetleri vb.
Son olarak kitabın tarihe ilgisi olmayan okurları zorlayacağını düşünüyorum.
Keyifli okumalar dilerim...