Bu işte bir yanlışlık olmalıydı, her şey bu kadar basit olamazdı. Tamam ateş düştüğü yeri yakardı ama hayat olduğu gibi devam etmemeliydi. Uzayın boşluğuna savrulup yok olmuyordu acılar. Nereye gidiyordu peki bunca acı, bunca yaşanmışlık neyi değiştiriyordu? Biz insansak bunlar kimdi? Bunlar insansa biz kimdik? Hepimiz insansak... Hayır, hepimiz birden insan olamazdık. İnsan türü dışında yeni bir tür oluşuyordu muhakkak. İnsan türünü küçümseyen, hor gören yeni bir canlı vardı artık. Kendini yarı tanrı gibi gören bir tür belki de. Konforlu küçük saraylarını ötekilerin üzerine inşa eden uyduruk, sahte tanrılar. Yarı tanrı olmakla ezilen olmak dışında bir seçenek yok muydu artık?
Oysa ne çok isterdim gidip ona sarılmayı, iki çift laf söylemeyi, teselli etmeyi, teselli bulmayı. O gün, orada sarılsaydım kimse koparamazdı herhalde beni ondan.
Gurur duyacağınız bir şey yoksa da, utanç duyacağınız bir şey olmasın en azından hayatınızda. Yoksa bu şey , taşıyamayaçağınız kadar ağır gelir ve onun altında ezilirsiniz.
Hah, bu fizik kanunudur işte.
Gurur duyacağınız bir şey yoksa da, utanç duyacağınız şey olmasın en azından hayatınızda. Yoksa bu şey, taşıyamayacağınız kadar ağır gelir ve onun altında ezilirisiniz.