Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dil Denen Mucize

Walter Porzig

Dil Denen Mucize Gönderileri

Dil Denen Mucize kitaplarını, Dil Denen Mucize sözleri ve alıntılarını, Dil Denen Mucize yazarlarını, Dil Denen Mucize yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İsmin Müsemmâyla Tevâfuku
Platon bütün meseleyi "isimlerin doğruluğu" meselesi olarak nitelemiştir,yani bir ismin bir şeyle,o şeyi kastedecek ve düşüncede onu temsil edecek derecede bağlı olmasının sebebi.
Sayfa 13
Reklam
"Dil mülkiyeti, beynin herhangi bir yerinde yığılmış bir nesneler topluluğu değil, belirli uyarmalara belirli tarzda reaksiyon gösterme konusunda, alıştırma ile kazanılmış yetenektir ve hazırlıktır."
Sayfa 143Kitabı okudu
"Bir hastalık veya yaralanma sonucu konuşma yeteneklerini arızalanan ve renk duyumları tamamen normal ve arızasız olduğu hâlde, renk adlarını artık anlamlı şekilde kullanamayan hastalar, kendilerine gösterilen tonları alışageldiği üzere kırmızı, sarı, yeşil, mavi gruplarına bölmemekte, her renk tonunu ayrı bir nitelik olarak kavramaktadır."
Etimoloji??? Yunanlılar Herakleitos'tan çok önce, isimlerin kendi kökleriyle, isimlendirilen nesnelerin mahiyeti konusunda bilgi veren ilişkisini "etymos" 'doğru, gerçek' olarak adlandırıyorlardı. Bu geriye götürüp bağlama sanatı, "etimoloji" yani 'kelimelerin gerçek anlamları bilgisi' ismini buradan almıştır.
Dilin işaret kavramı vasıtasıyla açıklanabileceğine inanmıyorum, bundan daha doğrusu, işareti kısaltılmış ve dondurulmuş dil olarak görmektir. Benim için en önemli husus, bir işaretin açık ve tek anlamlı oluşudur, dil ise tabiatı gereği böyle olamaz.
Reklam
...erken saatteki ilk ışık izlenimini uyandıran ve aynı zamanda canlandırıcı, dinlendirici bir uykudan sonra sabahleyin yürüyüşe çıkan insanın ruh haletini sembolize eden i- sesi...
Platon, Herakleitos’un bir öğrencisinden dolayı «Kratylos» diye adlandırdığı diyalogunda, «dilin nesnelerin mahiyetinin anahtarı olduğu» şeklindeki görüşü ele alır ve inceler. İnsanın yüksek yetenekleriyle, gerçek varlığa giden yolu bulabileceği düşüncesi, muhakkak ki Platon’a yabancı değildi. Fakat o, sabit ve değişmez varlığı bir olaylar ve gerilimler örgüsüne çözüp dağıtan bir öğretiyi pek güvenilir bulmuyordu. Bu yüzden bütün öğretiyi, onu bazen oldukça hoşgörü ile bakarak, son derece zekice, bazı anlarda fark edilmesi çok zor bir istihza ile bir kere daha ele aldı ve sonunda çürütüp reddetti: Her şeyin sonunu anlamaya giden yol, dilden geçmiyordu.
Yunanlılar Herakleitos’tan çok önce, isimlerin kendi kökleriyle, isimlendirilen nesnelerin mahiyeti konusunda bilgi veren ilişkisini etymos ‘doğru, gerçek’ olarak adlandırıyorlardı. Bu geriye götürüp bağlama sanatı, «etimoloji», yani «kelimelerin gerçek anlamları bilgisi» ismini buradan almıştır. Çünkü her nesne kendi doğru ismine sahiptir, iş onu bilebilmektir.
22 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.