Dilimdeki Acı

Monique Truong

En Yeni Dilimdeki Acı Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Dilimdeki Acı sözleri ve alıntılarını, en yeni Dilimdeki Acı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tercih etmiyorum!
Bizim için yararlı olan sebzelerin, yeşilliklerin genellikle acı bir tadı vardır, ağzımdaki acı da işte bu sebzelerin tadındaki acıya benziyordu. Ya da geçmek bilmeyen bir pişmanlık sızısının insanın içinde yarattığı acıya. Hissettiğim tadın karşılığı hemüz herhangi bir yiyecekte bulamadım ve anlatırken hangi mecazı kullanmanın daha doğru olduğunu da bulabilmiş değilim. Zaten öyle bir “eşleme”, var olduğunu kabul etsek bile ancak benim anlatabildiğim, sizinse anlayabildiğiniz yanılgısına kapılmamıza yol açardı. Örneğin, ben zihnimde canlanan ilk anımın ham bir muz tadı olduğunu iddia etsem, dünyadaki birçok insan bunun ne kadar çirkin bir tat olduğunu bilerek kafasını sallar. Ancak aslında hepimiz aynı ham meyveyi tatmadık. Yeryüzünde kendimizi yalnız hissetmemek için öznel anılarımızın kalın çizgilerle çizilmiş sınırlarını silikleştiririz ve birbirimize “Seni çok iyi anlıyorum!” demeyi tercih ederiz.
Sayfa 26 - İletişim yayınları
Müzik ve ritim
İkimiz de sürekli sanki dar bir alana sıkıltırılmışız gibi derli toplu dururduk, kendimizi hep daha küçük parçalara katlamaya çalışır gibiydik. İkimizde müziği severdik çünkü müzik soyunup içine atladığımız ve içinde kollarımızı rahatça sağa sola salladığımız bir nehirdi. Ritim, kanın bedeninde dolaştığını hissedebilmekti.
Sayfa 11 - İletişim yayınları
Reklam
‘Benliğinin, birisi verdiği sözü unuttuğu, geç geldiği, ilgisini yitirdiği, erken gittiği veya başka bir biçimde bize kendimizi aptal gibi hissettirdiği büyük veya küçük her olayda tamir edilmez biçimde eksilmesinin ne demek olduğunu, küçük çocuklar yetişkinlerden daha iyi bilir. Bu sebeple çocuklar küçük veya büyük tüm hayalkırıklıkları karşısında, genellikle de sanki küçücük eklemleri ateşler içinde yanıyormuş gibi kendilerini yerden yere atarak, ağlayıp bağırmaya başlarlar. Bu iyi bir içgüdüdür. Biz yetişkinler ya da gençlik çağını sağ salim atlatabilenler, bu içgüdüyü sosyal normlarla değiştirdik. Biz sakin kaldık. Acıyı yuttuk. Sınırların ihlal edilmesini affettik. Biz derimizin ateşler içinde yanışını görmezden geldik, kendi kendimizin soytarısı olduk. Bazen, özellikle başarılı olduğumuz zamanlarda, hayal kırıklığının anısını bile hafızalarımızdan tamamen sildik. Sonuçta elimizden kayıp gidenlerin, elbette dönüşü yoktu. Giden gitmişti. Kendimizden geriye nasıl bu kadar az şey kaldığını bile hatırlayamıyorduk artık. Neden hiç birşey beklemediğimizi, neden bu kadar azını hak ettiğimizi ve neden boşlukları doldurmak için hayatlarımıza yabancıları soktuğumuzu.’
Sayfa 57 - İletişim Yayınları
Wade’in annesi çok fazla gülerdi. Wade ile beraberken çok gülerdi. Solmuş kırmızı tişört rengindeki evin sokak kapısını açtığında gülerdi, ben de duyardım. Gülüşü, kakaodan bile güzeldi.
Arkadaşlığımız bir grafiğe yerleştirilecek olsa 1978 zirve senemiz olurdu.
Aydınlanma, Tanrı’nın bize doğruyu göstermesidir. İtirafsa bizim doğruyu ona söylememiz.
Reklam
34 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.