Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Din Gerçeği ve İslam

Mehmed Alagaş

Din Gerçeği ve İslam Gönderileri

Din Gerçeği ve İslam kitaplarını, Din Gerçeği ve İslam sözleri ve alıntılarını, Din Gerçeği ve İslam yazarlarını, Din Gerçeği ve İslam yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çağımızdaki beşeri hukukun neticelerine gelince, sadece bir gözümüzü açarak etrafımıza ve dünyaya bakmamız yeterli olacaktır. Zaten bu konuda karşılaşılan gerçeği, resmi makamlar da gizlemeye gerek duymadan ifade edebilmektedirler. Mesela İslam'a ve İslami hükümlere düşman olan İngiltere yönetimi, kendi ideolojisine göre bir hukuk sistemi
"Efendim bu gerici şeriatçılar, şeriat kanunları gelsin istiyorlar. Şeriat kanunu ne demektir? Şeriat kanunu demek, hırsızların elini kesmek, zina yapanı bekar ise dövmek, evli ise öldürmek demektir!. Yirmibirinci yüzyıla girerken böyle bir gerici uygulamayı kim ister?.." Dinleyenlerden alkış tufanı ve sözlü katılımlar.,
Reklam
Bir taraftan 'dinimiz islam' diyecekler , diğer taraftan ise islam'ın hükümleri manasına gelen ' islam şeriatı ' kelimesinden ,aslan görmüş yaban eşekleri gibi kaçışacaklar.
78 syf.
8/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Yazarın, insanların korkup konuşamadığı her şeyi bam bam hiç korkmadan yazması takdir edilesi.. Dili ve üslubu anlaşılır, gayet basit cümlelerle gerçeğin bu denli yüzümüze vurulmasına hayret ettim okurken . Kesinlikle okunması gereken bir kitap .
Din Gerçeği ve İslam
Din Gerçeği ve İslamMehmed Alagaş · İnsan Dergisi Yayınları · 199476 okunma
"Kanuni döneminde İstanbul'u gezmeye gelen batılı bir bilim adamı, İslam'da hırsızların elinin kesildiğini bildiği için İstanbul'da bir çok elsiz kimseyle karşılaşacağını zanneder. İstanbul halkının yüzüne bakmadan önce eline bakan fakat tek bir elsiz kimseyle karşılaşmayan bu insan, duyduğu şaşkınlığı hatıratına yazmış ve açık bir belge olarak tarihe maletmiştir."
Rejimin kuklaları haline gelen diyanet görevlilerinin, ilahi hükümleri gizleyerek, gerçeği tevil ve tahrif ederek, kapitalizmi kutsayarak anlattıkları din, batıl bir dindir.
Reklam
"İşte bu yeni dinde, göklerin hakimiyetini Yaratıcıya, yerlerin hakimiyetini yaratılmışlara bırakmak yoktur."
"Mutlak Hakim olan yaratıcının bu hakimiyeti, yaratılmış mahluklarla ve bu mahlukların batıl görüşleriyle koalisyonu kabul edebilecek bir hakimiyet değildir."
"Kanuni döneminde İstanbul'u gezmeye gelen batılı bir bilim adamı, İslam'da hırsızların elinin kesildiğini bildiği için İstanbul'da bir çok elsiz kimseyle karşılaşacağını zanneder. İstanbul halkının yüzüne bakmadan önce eline bakan fakat tek bir elsiz kimseyle karşılaşmayan bu insan, duyduğu şaşkınlığı hatıratına yazmış ve açık bir belge olarak tarihe maletmiştir."
"Din gerçeğini temel olarak camilerde öğrenebileceğini, camilerde gözlemleyebileceğini düşünen insanlar, camilerde anlatılanları din olarak kabul etmekte ve din gerçeğini bu kabule göre tarif etmektedirler."
Reklam
İslam hırsızlık meselesine önce ahlaki düzlemde yaklaşır. İnsanlan bu doğru ahlaka, bu doğru öğretiye davet eder. Sonra sosyal adaleti gerçekleştirerek, insanları hırsızlığa sevkedici sosyal ve ekonomik nedenleri ortadan kaldırır. Sosyal ve ekonomik nedenlerden dolayı işlenen suçlara, çok daha farklı, çok daha esnek yaklaşır İslam. Mesela İslam'a göre kendisi veya ailesi aç kaldığı için yiyecek maddesi çalan bir kimsenin eli kesilmez. Böyle bir durumda İslam, suçlu olarak o insanı değil, o insana yardım etmeyen çevresini ve o insanın tabisi olduğu İslam devletini görür. Çünkü İslam, ilk iki şartın gerçekleşmesine öncelik vermektedir. Herhangi bir toplumda İslam'ın sosyal ve ekonomik adaleti yoksa, böylesi toplumlarda İslam adına hırsızların elini kesmek, İslam'ın kabul etmediği ve hiçbir zaman kabul etmeyeceği apaçık bir zulümdür.
İnsan ve insanın değeri, yok edilmiştir böylesi toplumlarda. Meseleye çok basit bir örnek verecek olursak, günde yirmi-otuz kilo süt veren bir ineğin aylık geliri, günümüz fiyatlanyla yaklaşık ikimilyondur. Yiyip, yiyip yatan ineğin aylık geliri ikimilyon iken, sabahtan akşama kadar çalışan yüzbinlerce insana layık görülen aylık gelir ise beş-yüzbin liradır. Böylesi toplumlarda yaşayan yüzbinlerce işçi, insan olmayıp inek olsalardı, hiç şüphesiz ki ailelerine çok daha rahat bakabileceklerdi!. Netice olarak böylesi toplumlarda hırsızlığı engelleyici değil, dürüst ve namuslu insanları bile hırsızlığa teşvik edici bir ortam bulunmaktadır. Nitekim bu gerçeği, insan ve ülke değerlerini çalan ve dolayısıyle asıl hırsız kendileri olan yöneticiler de bilmektedir. .
“Efendim bu gerici şeriatçılar, şeriat kanunları gelsin istiyorlar. Şeriat kanunu ne demektir? Şeriat kanunu demek, hırsızların elini kesmek, zina yapanı bekar ise dövmek, evli ise öldürmek demektir!. Yirmibirinci yüzyıla girerken böyle bir gerici uygulamayı kim ister?..” Dinleyenlerden alkış tufanı ve sözlü katılımlar., “İstemeyiz” “İstemeyiz
Kur'an'ı Kerim'i dikkate almayan, hocalarını, şeyhlerini veya üstadlarını ilahlaştırmaya çalışan, onların her sözünü ayet, her hareketlerini keramet kabul eden kimselerin içinde bulundukları din, batıl bir dindir. Kurtuluşlan ancak ve ancak İslam'da olan insanlara, İslam'ın karşıtı olarak bir dünya görüşü, bir yaşam tarzı, bir hayat şekli öngören her ideoloji, her izm, İslam'ın karşısında batıl bir dindir. Bu batıl dinlere inanmak, bu batıl dinlerin dünya görüşünü benimsemek ve bu batıl dinleri yaşamak ile, “Benim dinim bu ideoloji veya bu İzm'dir” demek arasında hiçbir fark yoktur!. Her iki halde de insan, İslam gerçeğinin dışında kalmıştır. .
“Din nedir?” sorusu etrafında bir kamuoyu araştırması yapsanız, birbiriyle çelişen birçok cevaplar almanıza rağmen “Bilmiyorum” cevabıyla karşılaşmanız pek mümkün olmayacaktır. Çünkü bu meseleyi yani din gerçeğini bilmeyen kitleler olmasına rağmen bilmediğini bilenler yok denecek kadar azdır.
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.