Sayfa Sayısına Göre Din Psikolojisi Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Din Psikolojisi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Din Psikolojisi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bazı araştırmacılar, maneviyat hareketinin geleneksel dinden bir uzaklaşma olduğunu iddia etmişlerdir (Elkins, 2001). Bazılarına göre ise, maneviyat üzerindeki ilginin artması, geleneksel dînî sistemlerden derûnî ve tefekkür pratiklere olan ilginin arttığını göstermektedir (Hill ve diğ., 2000; Wuthnow, 1998).
Bu iki kavramı ( din ve maneviyatı) birbirinden ayıran şey, onların aynı zamanda örtüşen yönleridir. Zinnbauer ve diğerleri (1999), "kutsal arayışını" din ve maneviyat arasındaki ortak nokta olarak gördüler.
Dil sürçmesi gerçekte bir kaza değildir. O hem bilinç hem de bilinçdışı özellikler taşıyan, kişiliğin ortaya çıkmasını sağlayan bir fonksiyona sahiptir.
''Psikanaliz, insan davranışında belirleyici bir unsur olarak geçmişe vurgu yapar. Böylece de insanın sorumluluktan kaçması için açık bir kapı bırakmış olur. Aslında psikanalizin amacı bu değildir. Freud ve halefleri insanın sorumluluğunu genişletmişlerdir. Eğer Freud'a 'Rüyalarımdan sorumlu muyum?2 şeklinde sorulsa Freud 'Sen değilsen, kim sorumlu?' der. Yine psikanaliz, sorumsuz insanları ahlak dışı addeder. Peki, kendi kontrolünün dışında bir zorlamaya maruz kalan insan, yaptıklarından ne kadar sorumludur? Dinamik geçmişe vurgu yapan bir psikanaliz, insanların mevcut sorumluluklarını kabul etmelerini zora sokar. Seküler anlamda suç, topluma ve ebeveyne yüklenirken, dini anlamda ise'baştan çıkaran kadın'a veya kandıran 'şeytan'a yüklenir.''
"Yapısalcı kültür psikologları, kültürü bireyi teslim alan bir olgu olarak anladılar. Tarihte her insanoğlu sosyalleşmeyi yaşar. Bu sosyalleşmeyi bireyin doğumundan önce var olan sosyal tanımlamalar oluşturur ve kültürel düzeyde bireyin yerini belirler. Bu tanımlamalar, bireyin sosyal davranışlarına uygun olarak gelişir ve güçlenir. Pierre Bourdieu'nun kullandığı ve tarihin bir ürünü olarak ortaya çıkan 'habitus', daha önceki tarihin belirlediği şemalara uygun olarak kendi tarihini üretir. Bu bağlamda o, düşünce, algı ve eylem şemaları formunda sunulan geçmişin tecrübelerinin aktif bir varlığını sağlar. Geçmiş, bireylerin onları üreten kültürün taşıyıcısı olmalarını sağlar."