Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dini Anlama Kılavuzu

Şaban Ali Düzgün

En Eski Dini Anlama Kılavuzu Sözleri ve Alıntıları

En Eski Dini Anlama Kılavuzu sözleri ve alıntılarını, en eski Dini Anlama Kılavuzu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İyiliğin takdir edilmediği yerde iyi olmanın bedeli , yok olmaktır. Erdeme ilk suikast , erdemin ortak değer olarak tanınmadığı çevrede gerçekleşti. " Öldürmek üzere harekete geçsen de sana elimi kaldırmam."diyen erdem abidesi insan(Habil) doğaüstünün /ilahi olanın insan türüne ilk tanıtılışı idi ve reddedildi. Erdem, herkes tarafından takdir edilmediğinde her zaman suikaste kurban gitmeye mahkum görünmektedir.
Bir eylem ek, bir alışkanlık biç Bir alışkanlık ek, bir karakter biç Ve bir karakter ek, bir kader biç.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
__Yasasızlığın kasıp kavurduğu toplumu bir yasa etrafında toplama gayretiyle NUH, __Kendini fiziki dünyaya hapseden insana sorgulamalarıyla metafiziğin kapısını aralayan İBRAHİM.. __Milletleri köleleştirip sömürenlere isyan bayrağı açan MUSA, __Babasız dünyaya getirilmek suretiyle soyuyla sopuyla övünen Yahudi kültürüne büyük bir darbe vuran İSA, __Dört ay dışında insan öldürmeyi/savaşmayı/yağmayı/çapulu hayatın normaline dönüştüren Arab Kültürünün bu haramlığını 12 aya çıkaran HZ.MUHAMMED (S.A.V); Yerel kültür kodlarını çözüp daha evrensele doğru yol alanların öncüleri durumundadırlar.
Sayfa 218 - OttoKitabı okudu
Bazı insanlar sahte bir güvenlik duygusuna kapılır ve "İnsan, kendi kendine yeter." derler. Kur'an bunları, "kendi heva u hevesini tanrılaştıranlar"* şeklinde eleştirmektedir. Bazen bu unutma durumu, inanma ihtiyacını Allah'tan başka varlıklara yönelerek giderme şeklinde kendini gösterir. Bazen de inançsızlık, insanda derin bir kötümserliğe götürür. *Furkân ,43.
Dini eleştirenler ve hatta afyon olarak tanımlayanlar, dinin acıları ortadan kaldırmak yerine bireyi acıyla başa çıksın diye eğittiğini söylerler. Dinin, acıyla başa çıkabilmesi için bireyleri eğittiği doğrudur. Ahiret inancının ve dünyanın bir imtihan yeri olduğu vurgusunun a cıyı dindirmede rol oynadığı da doğrudur. Ama bu inanç, acıların sebeplerini ortadan kaldırma yönünde dindarların bir irade geliştirmesine engel değildir.
Reklam
Allah, acısız bir yaşam için insanlardan ne talep etmektedir? Bu soruyu daha da açacak olan soru şud ur: İlahı olan 'biz'i, biz 'ilahı olan'ı nasıl görüyoruz? Onun biz insanlardan yapmamızı beklediklerini biz de O'ndan mı bekliyoruz? Onun sonsuz kudret sahibi olduğunu vurgularken, acaba beklentilerimizin gerçekleşmesini garanti altına alan bir garantici g ibi mi davranıyoruz? Olup biten bunca olay karşısında Tanrı'nın sessiz kaldığını söylemek ne kadar makuldür? Ve de sebebi olduğumuz acıların sonuçlarından Allah'ı sorumlu tutmak ne kadar doğrudur?
Tanrı'nın bazı şeyler karşısında sessiz k alması, O'nun olup bitenden haberdar olmadığı anlamına gelmez. Bazı işlerin, çocukları tarafından yapılmasını isteyen ana baba gibi, Tanrı bazı talepler karşısında sessiz kalır. İstenilenin talep eden tarafından yapılmasını ister. Kim her şeyin sürekli ken disine danışılarak yapılmasını ister ki? Biraz inisiyatif alın, kendinizi gösterin sessizliğidir bu. Yetişkin dilini bilmeyen, yetişkinler dünyasının fertleri! Yetişkinler, ama bir çocuk refleksiyle her şeyi Allah'tan dileyenler . . . Allah'ın kendilerinde n dilediklerini hiç hatırlamayanlar . . .
Aslında Tanrı sessiz değildir, bize sessiz görünmektedir. Tanrı'nın hareket tarzının bizimki gibi olmamasıdır bizi şaşırtan ve olaylar karşısında sessiz kaldığı hükmünü verdiren. Tanrı'yı refahımızı sağlayan bir o rtak gibi görmenin yanlış sonuçları bunlar, hayatımızın ortağı görsek bu yargılara kolayca varmazdık.
İslam'ın, değerler üzerinden kendine bir yaşam alanı açtığı ve kendini 'değer üreten ve değerlerle ayakta kalabile n din' olarak tanımladığı5 açıktır. Değer yoksunluğunun, hiçliğin ve kendini boşlukta hissetmenin, çağın uçurumu olduğunu unutmamak gerekir. "Allah, sizi uçurumun kenarında buldu da kurtardı. "6 ayeti, insanın içine düşebileceği hiçlik ve değersizlik uçuru mu konusunda ciddi bir uyarıdır. Anlamsızlık yahut kriz, Kur'an' da uçurum metaforu ile karşımıza çıkarılmaktadır: Bu bağlamda Kur'an, doğal yapısını bozup şirke düşen ve potansiyellerinin yönlendirildiği hedeflerin aksi istikametinde yol almakta inat eden leri; "Gökten (boşluğa) düşen, yırtıcı bir kuşun kapıp parçaladığı ve rüzgarın ücra bir köşeye kaldırıp attığı," anılmaz, bilinmez, kimliksiz bir ceset olarak tanımlamaktadır.
Reklam
Allah, sadece başka bağlılıkları reddetme cesaretini/onurunu gösterenlerin bağlılıklarını kabul etmektedir. 'Hayır' deme cesaretini göstererek Allah'a kul olanların kullukları, tam bir bilinç kulluğudur. Dine kabul edilmenin yegane yolu, bu ret cesaretinden geçmektedir.
İnsanın 'asli yapısı'na/fıtratına uygun düşen ve imanın ahlakına da uygun olan, imanın sağlam bir bilgi zeminine yaslanması ve özgür bir seçimin sonucunda gerçekleşmesidir. İmanın, bilgiye yaslanması ve özgür seçime dayalı bir bağlılık olması, in sanı kendi ayarındaki başka varlıklara bağımlılıktan kurtaran özgürleştirici bir eyleme dönüştürür.
İyiliğin takdir edilmediği yerde iyi olmanın bedeli yok olmaktır. Erdeme ilk suikast erdemin ortak değer olarak tanınmadığı çevrede gerçekleşti. "Öldürmek üzere harekete geçsende sana elimi kaldırmam ." Diyen erdem abidesi insan ( Habil ) doğaüstünün/ilahi olanın insan türüne ilk tanıtılışı idi ve reddedildi. Erdem , herkes tarafından takdir edilmediğinde her zaman suikaste kurban gitmeye mahkûm görünmektedir.
Herkes, bir başkasını hakikate değil de kendi doğrusuna çağırdığına göre bu açmazdan nasıl kurtulabiliriz?
Adalet , merhametin vekilidir ; onun olmadığı yerde devreye girer.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.