En Beğenilen Diplomatın Karısı kitaplarını, en beğenilen Diplomatın Karısı sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Diplomatın Karısı yazarlarını, en beğenilen Diplomatın Karısı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gözlerini kırpıştırdı ve daha önce çimenlikte fark ettiğim o ciddi ifade bir kez daha yüzünde belirdi. Acıma değil bu, dedim kendi kendime. Başka bir şey.
Pam Jenoff . Kumandanın aşığını bir günde okuduktan ve emmanın yarım kalan hikâyesini merak ettiğimden diplomatın karısını aynı hızla bir günde okudum. Toplamda 787 sayfalık iki kitabı iki günde bitirdiğime göre akıcımıydı diye sorsanuz evet akıcı ve sürükleyici iki serüvendi diyebilirim. Yazarın anlatımı kumandanın aşığında geniş zaman kipleriyle sürdüğünden bu durum yaşanmışlık hissini bana yer yer vermediği oldu. Yine de konu ve kurgusuyla ilgimi çektiği için okumaya devam ettim. İlk kitap da konu genel anlamda 2. Dünya savaşı, nazi zulmü , esir kampları ,siviller üzerinden devam etse de aşk ve tutkuyu da güzel işlemiş yazarımız. İkinci kitap biraz daha akıcı ve sürükleyiciydi. Yazarın anlatımı da bu kitapda geçmiş zaman kiplerine döndüğünden olaylara ve zamana odaklanmak daha kolay oldu. Kahramanımız ; ilk kitapda yan karakter olan marta idi. Ben Emmanun yarım kalan hikâyesini okuyacağımı umarken kitabın bir bölümünde ona yer verilmiş birazda olsa merakımız giderilirken emma nın hikayesi yine yarım kalmış bence.Yazar bir çok yerde kurgusuyla ters köşe yapmayı başarmış ve sonunu mutlu sona bağlamış.Emma adına üzülsem de marta adına yer yer atraksiyon yaşayıp ,meraklandığım ya da hüzünlendiğim oldu.Tarih adına çok birşey kattığını söyleyemem kitabın ama yeni bir kalem tanımış oldum. Yormadı, okuma hızımı düşürmedi, akıcı ,sürükleyici ,insanın merakını uyanık tutabilen sinema tadında bir seri idi. Keyifli okumalar....
"Simon iyi bir adam. Bana ve Rachel'a karşı iyi. Marek'in sana ve çocuklara karşı olduğu gibi. Ama Paul'le yaşadığım aşk gibisini..."
"...insan hayatında bir defa tadıyor," diye Emma cümlemi tamamladı.
Tüm yalınlığına rağmen bitmeyen "Acaba ne oldu ? " sorum ve asla uslanmayan güncel "dönem kitaplarına"olan sınırsız kredim sebebiyet ile devam edelim bakalım The Kommandant's Girl Serisine ...
Konusu ve hikayenin geçtiği zaman dilimi merak ettiğim bir dönemdi . Zaten kitaba başlarken amacım da Polonya 'nın işgalinin farklı cephelerden nasıl göründüğünü anlamaktı. Bu konuda bana biraz yardımcı oldu sevgili Pam Jenoff fakat yeterince tatmin edici değildi sanki . Yorumlarında
Bronz Atlı 'yı seven okurlar için bitirim olduğunu görmüştüm ,bu beklentiyle başaldığım için derin bir hayal kırıklığına uğradım.
Ne Yahudi direnişi yeterince iyi yansıtılımış ne de Nazi rejimi . Olayın bunca yıl sonrasında olmama rağmen ben bile bu denli çiçek böcekli zamanlar geçirlmediğini biliyorum.
Kitap olarak yorumlarsak da ben hiçbir şeyin tadını yeterince alamadım ne kocasını özleyen Emma'yı ,ne kumandan aşığı olan Anna'yı... Hepsi yarım , doğal taraf tutma içgüdüm dahi bu sefer ekarte oldu çünkü hiçbir karakterin yaptığı , iyilik, kötülük , fedakarlık yeterince derin anlatılmamış. Öyle çok kısa da deği aslında ama anlayamadım sebebini . Belki
çeviriden ötürüdür bilmiyorum ama bu kitapta genel olarak muzdarip olduğum şey yüzeysel olmasıydı ve ebedi eserlerin bu denli yalaşap olmasına gerçekten katlanamıyorum. Hele de böyle zor zamanların gerçek hikayeleri konu olunca ...