Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Diyanet Dergisi - Sayı 324

Diyanet Dergisi

Diyanet Dergisi - Sayı 324 Gönderileri

Diyanet Dergisi - Sayı 324 kitaplarını, Diyanet Dergisi - Sayı 324 sözleri ve alıntılarını, Diyanet Dergisi - Sayı 324 yazarlarını, Diyanet Dergisi - Sayı 324 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
- İnsanlar, Kutlu’yu neden okusunlar? Okudukları takdirde ne kazanacaklar? - Öncelikle iyi bir sırdaş, sıkı bir dost kazanacaklardır; Hikâyeci Dede dosttur, ağabeydir, yârdir, beybabadır, hacı amcadır, tarihtir. Onun satır aralarında yitirdiğimiz hikmeti buluruz.
Reklam
Manevi hastalıklarımız öyle çok ki ey salik ama bir yerlerden başlayıp tek tek tedavi etmek gerek. Kemalat yoluna talipsen ve halisane bir kul olmak için çabalarsan, eksiğini noksanını Settar olan Hak Teala örter de öyle kabul eder.
İbadetlerimizin, güzel amellerimizin kabulüne engel olan bir diğer kalbi hastalık ucup yani böbürlenmektir Ey salik! Yaptığın ameli ve ilmini çok ve büyük görmek, görüşünü iyi ve doğru kabul etmektir ucup. Hâlbuki ilmi de ameli de, sahip olduğumuz diğer bütün güzel hasletlerin ancak Cenab-ı Hakk’ın ikram ve ihsanı olarak görmek ve nefse pay biçmemektir kula düşen. Heyhat ki çoğumuz pençesine düştüğümüz bu hastalıkların farkında değiliz. Bunun en büyük sebebi de kibirdir.
“Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır.” (Bakara, 2/256.) Bu ayete göre insanlara zorla dini kabul etmeleri için baskı yapmak İslami bir yöntem değildir. İman, tamamen hür irade ile gönülden gelen bir kabullenmeye dayalı sevgi işidir. Çünkü temelinde sevgi olmayan hiçbir eğitim ve davet modeli başarıya ulaşamayacağı gibi sevgiyi esas almayan hiçbir din de geniş halk kitleleri arasında yaygınlaşma ve benimsenme imkânına sahip olamaz.
Reklam
Kendini bilmek. Bu kavram galiba günümüzde bağlamından o kadar kopartılmış ve o kadar çalınmış bir kavramdır ki, biz bütün Müslüman entelektüellerin buna karşı bir mücadele vermesi lazım.
Ziya Paşa der ki: Gör zâhidi kim sâhib-i irşâd olayım der Dün mektebe vardı bugün üstâd olayım der. Dün mektebe giden, bugün üstat olayım demeye kalkarsa eksik olur. Dolayısıyla insanın önce bir nefis mücahedesinden geçmesi gerekir.
Nefis ile cengin en büyük cihat sayılmasının sebebi, nefsin sürekli tuzaklar kuran ve insanı kötülüğe çağıran özelliğidir. İnsan nefsinin sürekli kötülüğe çağıran heva sıfatları pek çoktur. Genelde kabul edilen yaygın görüşe göre onlar yedidir: Kibir/büyüklük taslama, ucup/ kendini beğenme, riya/gösteriş, gadap/öfke, haset/kıskançlık, mal sevgisi ve makam tutkusudur.
Kur’an açısından kalp teriminin “insanın bilme, anlama, kavrama, özellikle varlık ve olayların hakikatini bilme melekesi” anlamında kullanıldığı söylenebilir. Dolayısıyla Kur’an bakımından insanın diğer varlıklardan farklı olmasını sağlayan unsur kalptir.
Reklam
Sadık yalsızuçanlar ın Vefa Apartmanı kitabında evfik İleri
Harakani 'nin Derviş tanımını hatırladı seni bize anlatmak için:" Derviş yuvasından yavrularına yiyecek bulma umuduyla ayrılan yiyecek bulamayan yolunu yitiren ve bir daha yuvasına dönemeyen Kuşa benzer..."
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim. Onu dindirmek için kamçı yerim çifte yerim, Adam aldırmada geç git diyemem aldırırım. Çiğnerim ,çiğnenirim Hakkı tutar kaldırırım.
Mehmet Akif Ersoy ve Asım'ın Nesli.
Akif ,Asım'ın Nesli derken İman ,İrfan, Fazilet ve bilgi ile donanmış ;karakterli ,ahlaklı, kişilikli; Vatanına ,milletine ve dinine sahip çıkan, bunları yüceltmek için tüm imkânlarını seferber eden bir gençliğin hayalini kurmaktadır.
Hikayeci Dede Mustafa Kutlu
-Peki kimler okumalı Sence Kutlu yu ? -Hayatında ilk defa gördüğü ,belki de daha sonra hiç göremeyeceği birine "İyi birine benziyor "diyebilen ,hikayesini ve heyecanını İçinden geldiği gibi paylaşabilenler mesela.
Eğer müslüman ,başkalarının varlığını hissetmiyorsa, Müslüman toplumu başarılı olmamış demektir ... Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğrencisi olmak lazım...
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.