Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bütün Eserleri 4

Doğu Anadolu Gerçeği

Seyyid Ahmet Arvasi

Doğu Anadolu Gerçeği Sözleri ve Alıntıları

Doğu Anadolu Gerçeği sözleri ve alıntılarını, Doğu Anadolu Gerçeği kitap alıntılarını, Doğu Anadolu Gerçeği en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türk-İslam Ülküsü derken, yüzde yüz Türkleşmeyi, yüzde yüz İslamlaşmayı, yüzde yüz muasırlaşmayı kast ediyoruz. Ve nasıl Batı'nın bir medeniyeti varsa, ileri ilmi ve teknolojik hamleleri gerçeklestirebilmişlerse, biz de Türk-İslam olmanın şuuru içerisinde ileri hamlelerle, zaten mevcut olan Türk-İslam Kültür ve Medeniyeti'ni yeniden imha etmek zorundayız. Diğer bütün yollar çıkmazdır. İsteyen denesin. Türkiye'yi ne Marx'ın kitabı kurtarır, ne Adam Smith'in kitabı; bu memleketi Türk-İslam klasikleri kurtarır. Unutmamalıyız ki, her milletin, her medeniyetin bir temel mukaddes kitabı vardır.
Sayfa 58 - BilgeoğuzKitabı okudu
Bir sosyoloji kanunu halinde belirtelim ki, bir yerde "devlet", kendini hizmetleri ve otoritesi ile hissettiremezse, orada küçük de olsa, kendiliğinden başka otoriteler teşekkül etmeye başlar. Çünkü, toplumlar, otoritesiz yasayamazlar. Durum, Doğu ve Güney-Doğu Anadolu'muzda yaşayan vatandaşlarımız için de aynıdır.
Sayfa 38 - BilgeoğuzKitabı okudu
Reklam
. Herkes bilir ki, Malazgirt Zaferi'nden önce, "Şark"ta Hurriler, Hititler, Urartular, Persler, Medler, Makedonyalılar, Saka lar, Hazar Türkleri, Müslüman Araplar, Bizanslılar uzun veya kisa süreler içinde yaşamışlardır. Hiç şüphesiz, bu kavimlerin kendilerine mahsus birer dilleri vardı ve bunlar asla "Kürtçe" diye bir
Sayfa 25 - Bilgeoğuz Yayınları - 2009Kitabı okudu
Bu nokta da belirtelim ki, bugün, Doğu ve Güney-Doğu Anadolu'muzda yaşayan büyük halk kitleleri, Türkçe'den başka dil bilmez ve konuşmazlar.
Unutmamak gerekir ki, biz Anadolu'yu edindiğimiz zaman, bugün mevcut olan birçok devletin ve milletin adı ve şanı bile yoktu.
Kaldı ki, Doğu ve Güney-Doğu Anadolu'muz, en az bin yıldan beri topyekûn Anadolumuz'un Türkleşmesinde büyük rol oymamış, büyük fikir ve ilim adamları, büyük şairler ve liderler yetiştirmiştir. Bunları , genç nesillere tanıtmak boynumuzun borcu değil midir? Gerçekten de büyük Türk milliyetçisi, halk şairi Erciş'li Emrah'ı, din ve dil âlimi Vankulu Mehmet Efendi'yi, büyük müfessir, din âlimi ve Türk milliyetçisi VanÎ Mehmet Efendi'yi, büyük araştırmacı ve âlim Ali Emirî Efendi'yi kaç kişi tanır? Yine, meşhur " Mârifetname" yazarı İbrahim Hakkı hazretleri layıkı ile tanınıyor mu? Türklüğe hizmet etmiş yüzlerce aşiret reisinin kaçının adını biliyoruz. Meselâ, Seyyid İdris Bitlis'î kimdir? Akbıyık Mehmet Bey kimdir? ....
Reklam
Evet, Şanlı Peygamberimiz'in ve Onun aziz Ashabının açtığı "Ana cadde"de yürüyen İmam-ı Azam'ların, İmam-ı Mâlik'lerin, İmam-ı Şafiî'lerin, İmam-ı Hambeli'lerin, İmam-ı Mâtüridî'lerin, İmam-ı Birgivi'lerin, İbn-i Kemal'lerin, Ebu Suud Efendi'lerin ve daha binlerce İslâm âlim ve evliyasının yerine "sapık" ve "münafık" kadroları yerleştirmek isteyen, 1400 yıllık tarihi kitaplığımızı ve gelişmeleri atmamızı dileyen maskeli ve maskesiz emperyalizmin oyunları, artık fark edilmelidir. Şanlı Peygamberimizin "sünnetine" sarılmak ve O'nun geliştirdiği "Cemaat'ten ayrılmamak demek olan" Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat'in aydınlık yolunda ve ana caddesinde yürünerek tertemiz dinî hayat titizlikle korunmalıdır. Sapık "yollara" ve "kollara" asla fırsat verilmemelidir.
Sayfa 35 - BilgeOğuzKitabı okudu
Ön Söz
...hem Türk olmak, hem Müslüman olmak, hem de muasır dünyaya öncülük etmek mümkündür. Ecdadımız, bütün tarihleri boyunca, bunu denediler ve başarılı oldular. O halde, bizler niye bu tarihi misyonumuzu yerine getirmeyelim?
Sayfa 6
Unutmamak gerekir ki, Türk Devleti'nin parçalanması, sadece, çeşitli renkteki "küfür cephesinin" işine yarayacaktır. Allah korusun, muhalfarz, böyle bir parçalanma olursa, bundan sadece Türklük değil, topyekûn İslâm Dünyası zarar görecektir. Bunu bilerek ve düşünerek hareket etmek yalnız bir namus borcu değil, aynı zamanda "dinî" ve "millî" bir vecibedir.
Sayfa 67 - BilgeOğuzKitabı okudu
Suudi Arabistan'dan esen "Vahhabilik" rüzgârları ile Mısır'dan ithal edilmek istenen "mezhepsizlik hareketleri" ve " İbn-i Teymiyyecilik cereyanı", sinsice, köşe başlarını tutarak, beyinlere ve yüreklere sızarak Türk ve İslâm Dünyası'na fitne ve fesat tohumları ekmekte, dinî birlikleri ve bütünlükleri sarsmakta, asırlarca Müslümanlara doğru yolu göstermiş meşhur din otoritelerini yıkarak yerlerine kendilerini veya ne idüğü belirsiz kimseleri oturtmaya gayret etmektedirler.
Sayfa 35 - BilgeOğuzKitabı okudu
Reklam
Tarihten öğreniyoruz ki, bugünkü 'Şark topraklarımız' da, vaktiyle, Hurriler, Hititler, Urartular, Sakalar, Persler, Medler, Makedonyalılar, Müslüman Araplar ve Doğu Romalılar, uzun veya kısa süreli hakimiyet kurmuşlardır. Hemen belirtelim ki, bu tarih dönemleri içinde, bu bölgemizde ne 'kürdistan' diye bir coğrafya ismi vardır,ne de bir 'kürt devleti' mevcuttur.
"Bilindiği gibi, Batı Medeniyeti, Greko-Lâtin kültürü ve Hıristiyanlık din ve ahlâkının bir terkibi üzerine kuruludur. Evet, bizim de kendimize mahsus, orijinal bir kültür ve medeniyetimiz vardır ve ismi Türk-İslâm Medeniyeti'dir. Bu terkibe sahip çıkmak, bunu, korumak ve geliştirmek bizim boynumuzun borcudur."
Sayfa 45
Bazı ilim adamlarına, bilhassa Macar kökenli olanlarına göre, "kürt" bir Türk boyunun adıdır ve M.S 7. asırda Orta-Asya'da yaşayan ve oradan ayrılarak tâ Macaristan'a da ulaşan "Turani" bir gruptur. Nitekim, Elegeş'te bulunan "Kürt El-Kan'ı Alp Urungu'nun anıtmezarı" bunun en açık delilidir. Ancak "kürt" olarak nitelenen bu Türk boyunun nitelenen Guttiler ile ne de Karduklar ile bir ilgisi vardır.
Sayfa 14 - BilgeOğuzKitabı okudu
Türkler, Anadolu'ya geldikleri zaman, bu topraklarda, ne bir 'Ermeni' ne de bir 'Kürt Devleti' vardı. Anadolu'yu güya Bizans kontrol ediyordu. O Anadolu ki, kırları bomboş, köy ve kasabaları harap ve terkedilmiş, sadece etrafı hisarlarla çevrilmiş şehirlerinde nüfus barındırabilen, eşkıya ve soyguncuların kol gezdiği sahipsiz bir coğrafya parçası, durumunda idi.
Eyyubî Devleti'nin ahalisinin umumiyetle Arap ve idarecilerinin Türk olduğu ispatlanmıştır. Nitekim, Selâhaddin-i Eyyubi'nin ağabeyisinin adı Turanşah'tır. Diğer kardeşlerinin adları ise Tuğtekin ve Böri'dir. Selâhaddin'in dayısının adı, Şihabeddin Mahmut b. Tüküş idi. Selâhaddin'in annesi, özbeöz Türk'tür. Gene Selâhaddin'in hanımlarımdan birisi olan Unar Bey kızı İsmatüddin Amine, Türk'tür. İki eniştesi Türk'tür. Bunlardan birisi Unaroğlu Sadeddin Mesut diğeri ise Muzafferüddin Gökböri idi
Sayfa 13 - BilgeOğuzKitabı okudu
99 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.