Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Eski Dönüş Sözleri ve Alıntıları

En Eski Dönüş sözleri ve alıntılarını, en eski Dönüş kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan hiçbir şeyin yokluğunu çekmese ve kederlenmese başka bir insanı sevemezdi ki hiç.
Sayfa 108 - MetisKitabı okudu
Her acı avutulamaz; bazı acılar vardır ki ancak yüreğin, uzun bir unutkanlık ya da gündelik kaygıların dalgınlığında tükenmesiyle biter.
Sayfa 55 - MetisKitabı okudu
Reklam
kendi acısından duyduğu keder insanı bütün diğer acı çekenlere karşı duyarsızlaştırır.
Sayfa 42 - MetisKitabı okudu
Sıradan, basit bir iş için bile insanın iç mutluluğa ihtiyacı vardır.
Sayfa 145 - MetisKitabı okudu
"...O yıllar tüm ilçelerde üniversiteler ve akademiler vardı, çünkü halk üstün bilgiyi bir an önce edinmek istiyordu; yaşamın anlamsızlığı, ayrıca açlık ve yoksulluk fazlasıyla paralamıştı yürekleri ve anlamak gerekiyordu, insanın varoluşu neyin nesiydi - ciddi bir şey miydi, yoksa bir şaka mı?"
Sayfa 38 - Metis Yayınları
"İnsanlar tek başlarına hastalık çektikleri ve kendilerini sevecek kimse bulunmadığı için ölürler."
Sayfa 46 - Metis Yayınları
Reklam
"Hayır, güneş değildi, tüm dünyayı aydınlatan bu enerji kaynağı değildi insanoğlunun sonunu getirecek olan yeryüzünde - ne de kuyrukluyıldızlar ve kara göktaşları: Onlar böylesi küçük bir hareket için fazlasıyla büyüktü. İnsanlar kendi kendilerine azap çektireceklerdi, perişan olacaklardı ve en iyiler savaşarak ölürken, en kötüler hayvana dönüşecekti."
Sayfa 65 - Metis Yayınları
"Heil Hitler!.. Asırlarca hüküm süreceksin sen - tüm imparatorluk hanedanlarından güçlüsün: Egemenliğinin sonu gelmeyecek, ona kendin de gülene ya da ölüm seni otların altındaki ortak evimize taşıyana kadar! Ne gam! Senden sonra başkaları gelecek, senden daha sertleri... Makinenin sırtında, matematiğin kasvetli, yoksul kamburunda özgürlüğün değil, sarsılmaz despotluğun kurulması gerektiğini ilk anlayan sen oldun! Makinenin hür bıraktığı işsizleri, bütün karamsarları ve yolunu yitirmişleri bayrakların altında, şanının ve muhafazanın alaylarında topluyorsun... Yakında bütün canlılar silah arkadaşların olacak ve ordunu doyurmak için makinelerin başında kalan az sayıda yorgun insan seni yok edemeyecek. İmparatorlar ölürdü, çünkü muhafız alaylarını besleyen insanlar er geç pes derdi. Sense ölmeyeceksin, çünkü muhafız alayını mekanizmalar, devasa üretim güçleri besleyecek! Sen yok olmayacak ve krizin üstesinden geleceksin..."
Sayfa 70 - Metis Yayınları
"Heil Hitler!.. Hiçbir zaman üretime katılmayan milyonlarca insanı kan ter içinde bırakacak bir meslek icat ettin; bunlar ülkede dolaşacak, ayakkabı ve kıyafet eskitecek, yiyecek fazlasını yok edecekler, sevinç ve ter içinde senin adını yüceltecek, vadelerini dolduracak ve ölecekler...Bu yeni sanayi dalı, şanına şan katsın diye halka ilham aşılama işi, krize son verecek ve yalnızca kaslarını değil, yüreğini de meşgul edecek halkın, huzur ve refahtan yorgun düşürecek onu...Yurdumu aldın elimden ve herkese bir iş verdin - şanını taşıma işini..."
Sayfa 70 - Metis Yayınları
"Bir zamanlar uzayı kavramak için çalışır, uzak yıldızlar üzerindeki olası kristalimsi örtüler üzerine hayalbaz hipotezler kurardı. Tüm bunlar gizli bir amaca hizmet ediyordu - evreni akılla fethetmek. Şimdi ise biliyordu ki, insanlar yıldızlı evrene ulaşabilselerdi daha ilk gün birbirlerinden kaçışır ve yapayalnız, birbirlerinden milyarlarca kilometre uzaklıkta yaşarlardı, yeryüzü ise kuşların yuvalandığı bir bitki cennetine dönüşürdü."
Sayfa 74 - Metis Yayınları
Reklam
"Anlamadan seviyorlar beni, diyordu Yuşka. İnsanların yürekleri kör olabilir."
Sayfa 140 - Metis Yayınları
O yıllar tüm ilçelerde üniversiteler ve akademiler vardı , çünkü halk üstün bilgiyi bir an önce edinmek istiyordu ; yaşamın anlamsızlığı ,ayrıca açlık ve yoksulluk fazlasıyla paralamıştı yürekleri ve anlamak gerekiyordu, insanın varoluşu neyin nesiydi - ciddi bir şey miydi yoksa bir şaka mı ?
Bırakın da deliliğimi benim , aklımı alanları getirin.
Ya siz nasılsınız?" diye sordu anne gücenerek. "Ne demekmiş - hepiniz böylesiniz? Ben böyle değilim ... Gece gündüz demeden çalıştım ben, lokomotif ocaklarına konulması için ateşe dayanıklı tuğla yaptık. Yüzüm zayıfladı, çirkinleştim, herkese yabancıyım, dilenci gelip sadaka istemez benden. Ben de zorlandım, çocuklar evde yalnızdı. Bazen eve bir gelirdim ocak yanmıyor, yiyecek bir şey yok, içerisi karanlık, çocuklar mutsuz, ev işlerini öyle hemencecik öğrenmediler, Petruşka da küçüktü ... O zamanlar Semyon Yevseyeviç gelip gitmeye başladı evimize. Gelip çocuklarla otururdu. Yapayalnız yaşıyor. 'Size misafirliğe gelebilir miyim, evinizde ısınırım biraz?' diye sordu bana. Bizim ev de soğuk, odunlarımız nemli, dedim ona, bana dedi ki: 'Önemli değil, benim bütün ruhum donmuş, hiç değilse sizin çocuklarınızın yanında oturuveririm, benim için ocağı yakmanıza da gerek yok.' Tamam, dedim, gelin gidin şimdilik: Siz varken çocuklar da o kadar korkmazlar. Sonraları ben de alıştım ona, o geldiğinde hepimiz daha iyi oluyorduk. Ona bakıp seni anımsıyordum, sana sahip olduğumuzu ... Sensizlik o kadar üzücü, o kadar kötüydü ki; bir kişi bari gelsin diyordum, o zaman o kadar da sıkılmayız, vakit de daha hızlı geçer. Sen yokken zamanı ne yapacaktık ki ! "
936 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.