Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dönüşüm

Tahsin Yücel

Dönüşüm Gönderileri

Dönüşüm kitaplarını, Dönüşüm sözleri ve alıntılarını, Dönüşüm yazarlarını, Dönüşüm yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
151 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Türk akademisyen, öykü ve roman yazarı, denemeci, eleştirmen ve çevirmen Tahsin Yücel'in 1975 yılında basılan bu kitabında 6 öyküsü yer alıyor. Sahafta hem uygun fiyata olduğunu hem de ilk basım olduğunu görünce merak edip aldım. Ancak bu hikayelerin, hem konularının işlenişi hem de dilinin alışılmışın dışında olması yönüyle beni biraz zorladığını
Dönüşüm
DönüşümTahsin Yücel · Bilgi Yayınevi · 197515 okunma
« İnsan, bu kısacık sürede, omzunda bir ölü taşıdığını düşünse bile ürpermez, çünkü, tabutun paylaşılmış ağırlığı bizim ölüm düşüncemizle oranlı olmadığından mıdır, nedir ölmüş bir insan taşıma duygusu, hele ilk duyuluşu da değilse, kolay kolay omuzlardan yüreğe inmez.»
Sayfa 121 - Bilgi Yayınevi, DönüşümKitabı okudu
Reklam
151 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Geçen ay ilk kitabını okuduğum Tahsin Yücel’in ikinci kitabını da oldukça dikkatle okumaya çalıştım. Güzel bir öykü kitabı aslında. Dizge, Benlem, Giz, İkilem ve Dönüşüm adı verilmiş bu öykülere. Güzel yani ortalama bir öykü kitabı, çok öyle ahım şahım bir şey yok. Dili çok zor değil hani yanına film ya da dizi açsanız dahi sizi yormadan kendisini okutturacak bir kitap. Kötülemiyorum sadece çok da beklentiye girilmeden okunması gerektiğini belirtmek istiyorum. Keyifli okumalar dilerim..
Dönüşüm
DönüşümTahsin Yücel · Bilgi Yayınevi · 197515 okunma
Gözlerini doğup büyüdükleri topraklarda yummak isteyenlerin yerden göğe kadar haklı olduklarını düşünüyordum.
151 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
1975 yılında basılmış olan bu kitapta toplam 5 öykü bulunmakta. Dizge, Benlem, Giz, İkilem, Dönüşüm... Bu öyküler daha sonra basılmış olan "Ben ve Öteki" adlı kitabında da yer almaktadır. Tabi o kitapta farklı öyküleri de var, ama ben bu eski baskıyı okudum ve hayran kaldım diyebilirim. Tüm öykülerde baş karakter gibi görünen bir Memedali var, Her öykü birbirinden farklı ama Memedali bir değişmez olarak sürekli Ötegeçe de yaşıyor ve her öykünün bir bileni, tanıyanı olarak karşınıza çıkıyor. Genel olarak öykülerde bir cenaze ile başlıyor her şey, ölen kişilerin hayatı, gizemi ve başlarına gelenleri sonradan öğreniyorsunuz. "Bu kişi öldü ama bakın daha öncesi var, neler neler oldu dinleyin" der gibi anlatıyor her şeyi anlatıcı... Bu anlatıcı da zaman zaman Ötegeçe den biri gibi karşınıza çıkıyor, o da orada yaşayanlardan biri ama bir adı sanı yok. Sanki sizde onlarla birlikte Ötegeçe de yaşıyor gibi hissediyorsunuz kendinizi. Özellikle son öyküde, yani "dönüşüm" öyküsünde, anlatıcı ya da kahramanlarımız "dokuzuncu" dedikçe, senfoniyi açıp dinleyesi geliyor insanın. Öyle güzel betimlemeler var ki, anlatmak için bile Tahsin Yücel gibi usta olmak gerekiyor. Kısacası, okuyun ama bu baskıyı bulamayacaksınız muhtemelen, o yüzden "Ben ve Öteki" kitabını alabilirsiniz, aynı öyküler orada da karşınıza çıkacak. "dokuzuncu" demişken bende açıp senfoniyi dinleyeyim bari : ))
Dönüşüm
DönüşümTahsin Yücel · Bilgi Yayınevi · 197515 okunma
Kişi tutsak edilip de yurdundan uzaklara sürüklendi mi beyin bitip tükenmek bilmeyen anı yüküyle, beden yıllardır alışılmış, şaşmaz devinileriyle dirense bile, el yurdu uykulara dek sızar, çirkin gerçekliğinin ağırlığını duyururdu; yastık, yatak, battaniye, iskemleler ve duvarlar, bedenin devinilerine sinsi sinsi yeni yönler verir, el yüzleri dost yüzlerin uzaklığını kesinlerdi, gerçek yurt düşe dönüşürdü böylece, ama bir de "Kalk bakalım, gidiyorsun!" dendi mi, isterse daha varılmamış olsun, yurt bütün görüntüleri, bütün yüzleri, bütün sesleri ve bütün kokularıyla yeniden ışıyıverirdi.
Reklam
şu yeryüzünde her memleketin kendi dili, her insanın kendi memleketi vardı, ama herkes bilirdi ki, tüm memleketlerin üstünde aynı güneş dolanıyordu;
"Katiba iyice bunadı," diyorlardı. Katiba bunamamıştı kuşkusuz, ama bunalıyordu. Bir zamanlar, nerede olursa olsun, hep Zöhre Bacı'ya doğru yürümek bayağı içini serinletirdi, anlatılmaz bir mutluluk verirdi ona. Şimdi durum tümüyle değişmişti: görülmüşe, uzaktan uzağa yaşanmışa, değişmeze doğru yürümüyordu artık, yaşanmak, görülmek istenene, değişmiş olana doğru yürüyordu: o eski, o her zamanki, o sonsuz Zöhre Bacı'ya doğru yürümüyordu artık, Hacela' dan dul kalarak çatal kapılı evde yalnız oturan, yaşlı Zöhre Bacı'ya doğru yürüyordu. Hem de kesinlikle varmak istiyordu bu kez, varmak ve kalmak İstiyordu. Bu yüzden, yürürken de bunalıyordu. Son günlerde, yürüdüğü alan da çok daralmıştı: yalnızca Ötegeçe' de, daracık sokaklarda yürüyordu. Gene de çok az karşılaşıyordu Zöhre Bacı'yla. "Allahım! Büyük İnsanlar ne kadar az karşılaşıyorlar!" diyordu içinden, bunalıyordu.