... kız kardeşi onun yanında kanepede oturacak, kulağını ona yanaştıracak, O da kız kardeşine, kendisini Konservatuara göndermeyi kesin kararlı olduğunu ve başına bu felaket gelmeseydi geçen Noel'de - Noel geçmişti herhalde, değil mi? - hiç kimsenin itirazına aldırış etmeden bunu herkese açıklamayı düşündüğünü söyleyecekti,
....
"Sevgili anneciğim, sevgili babacığım," diyen kız kardeşi söze başladığını göstermek için masaya vurdu, "Bu böyle devam edemez. Belki siz farkında değilsiniz Ama ben farkındayım. Şu yaratığın önünde abimin adını telaffuz etmek istemiyorum, Bu nedenle tek bir şey diyeceğim: bundan kurtulmanın bir yolunu bulmalıyız. Biz insan olarak ona bakmak ona tahammül etmek konusunda elimizden geleni yaptık Sanırım kimse bizi bu konuda en ufak bir şekilde suçlayamaz"
An gelir insan çalışamayacak durumda olur, fakat işte o an, o insanın geçmişteki başarılarını hatırlamak ve ileride engeller ortadan kalktığında daha bir gayretle, daha çok çalışacağını düşünmek için en uygun andır.
Anlaşılan insanlar onun ne dediğini anlamıyorlardı artık, oysa o, sesinin anlaşılır olduğunu sanmıştı, öncekinden daha anlaşılır, belki de kulakları kendi sesine alışmıştı. Ne olursa olsun dışarıdakiler onun pek iyi olmadığını düşünüyorlardı ve yardım etmeye hazırdılar.