''Daha önce anlama yetimizin kapasiteleri ve buna bağlı olarak bizim kavrayışımızı aşan konuların neler olduğu belirlenmeden ahlâk ve dinin ilkeleri tesis edilemez.''
Eğer hünerli bir yönetici insanları belli ilkelerin doğuştan olduğuna ikna ederse, "insanları, kendi akıl ve yargılama yetilerini kullanmaktan alıkoyarak hiçbir sorgulama yapmadan inandırıp itimatlarını kazanır" ve "bu kör güven halinde, onları daha kolay yönetebilir."
II. Charles'ın doğa bilimine olan ilgisi çevresindekileri etkilemişti. Charles'ın bir laboratuvarı bile vardı. Soylu kadınlar, laboratuvar ziyaretlerine gidiyorlardı. Evet, zamanın İngiltere'sinde spekülatif felsefe, rasyonalist felsefe, zararlı değilse de, yararsız ve gereksiz görülüyordu. İşte bu ethos Locke'un düşüncelerini ve Locke'un düşünceleri de ethosu etkiler. Locke, mümkün olduğunca ''metafiziksiz'' , empirist, mekanist ve nominalist bir felsefe öğretecekti.