Dostluk ve Vefa Sözleri ve Alıntıları
Dostluk ve Vefa sözleri ve alıntılarını, Dostluk ve Vefa kitap alıntılarını, Dostluk ve Vefa en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Sebepsiz yere hüzünleniyorsanız bilin ki Allah'a çok yaklaşmışsınızdır" sözünce hüznü kalbine mülk edinmektir dostluk.
Sayfa 79
"Sana yürümek düşer...
Çünkü yol olur yeryüzü yürümeyi bilene...
Yeter ki; vakar olsun duruşun, özlemli olsun yürüyüşün!
"Yürümek" kavlin olsun, ahdin olsun, vefan olsun...
Vur kendini yollara...
İmdada sesin olsun, dara uzansın ellerin, zora dayansın bileğin...
Olur da sürçerse ayağın; dayandığın, güvendiğin her daim Rabbin olsun!
Sayfa 19
Vefa
Hz. Ebubekir gibi... Mağarada, dostu Peygamber, dizinde uyuduğunda, yılanın sokup zehirlediği ayağının büyük sancısında rağmen kıpırdayamamaktır. Can acısının, gözlerinden yaş akıtmasından korkmaktır. Dostunun uykusu bölünür diye korkmaktır. Dostluk ve vefânın kalbe yerleştiriliş menbaı işte budur.
Sayfa 38
Peygamber-i Ekber'in duası; "ya rabbi, vefasız ve merhametsizlerin eline bırakma bizleri"...
Sayfa 27
Acaba ölüme mi dost olurum, şehadete mi? Ağır sancılar çekiyorum. Yalnızım, el uzatan yok. Bir tek toprak tutuyor gövdemden beni. Okşuyor toprak, kanlı sırtımı. Bir tek Allah var yanımda... O Dost ki, atışı gittikçe düşen şah damarımdan daha yakın bana. Hâlbuki ben hep dostu aramıştım çıkmaz sokaklarda, uçsuz bucaksız yollarda. Ama dost, benim kalbimde bir evmiş, oraya sığınmışım darılınca hayata...
Sayfa 41
Bu günlerde yok efendim "Depresyona girdim, depresyondan çıktım." vb. garip söylemler duyuyorum. "Bunlar bize batının bir oyunu!" diyerek çoğu işten sıyrılıp kendimizi sütten çıkmış ak kaşık sayıyoruz; fakat bu depresyonmuş, bunalımmış bahaneleri ciddi anlamda batıya ait. Fethi Gemuhluoğlu "Batı adamının bunalımı çok tabiidir, muallâktadır." söyler. Tenkiti değil üzerimizdeki en büyük yükümlülüklerden olan tebliğ vb. işleri uğraş edinmeli, vakti boşa geçirmemeliyiz. Bahaneler yığınından başka bir şey olmayan depresyona çare ise "Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz."(Âl-i İmran, 3/139) ayetidir.
Sayfa 87
Sakın, sakın hiçbir mevzuda iddia tavrı içine girme. Allah insanı iddiasıyla mağlup eder.
Sayfa 37 - Fethi Gemuhluoğlu
Onu bulan her şeyi bulur, O'nu kaybeden neyi bulurdu ki. Boşuna söylenmemişti. "Asıl yar yaradandır" diye. Birde asıl yâre vasıl olanlardı dostlar. Gerisi hakikatte yara açanlardan başkası değildi.
Sayfa 31
Dostluk ve vefâ sevgiden, sevmekten gelir. Sevmekse, kendimizin ve etrafımızdaki her şeyin Allah'a ait olduğunu hatırlamak, daima bunun bilinciyle nefes almaktır.
Sayfa 73
"Bizim hüznümüz Allah'adır" diyor Fethi Gemuhluoğlu. Bu demektir ki, kişiye en yakışan renk, hüznün rengidir. Ona kendi varlığında ve dış dünyada Allah'ı bilme imkanı veren odur.
Sayfa 73
Vefa Allah'ın gönle koyduğu bir hazinedir. Allah'a vefâ büyürse, îmân artar. Îmân ve vefâ doğru orantılıdır anlayacağın.
Dostum. Sana verdiğim seccadeye sımsıkı sarıl. Sakın yalnız bırakma seccadeni. Önce Allah'a, sonra vatana, sonra değerlerine, dostlarına ve ahdine, en son vakitinde de ölüme vefâlı ol.
Sayfa 42
müthiş...
Peygamber dosta vasil olunca, Bilal gibi, ezan okuyamaz hale gelip firakın narıyla yârin olmadığı diyarı terk eylemek. Yar, rüyasında "gel ey dost bizi ziyaret et deyince mesafeleri yıldırım gibi aşmak. Yar istedi ya gelmemi diyerek eski şevk ile ezan okumaya yeltenmek. Sıra sevgilinin adına geldiğinde nutkun tutulup, gözde yaşların tutunamamasıydı yâre dosdoğru sevda. İnsanı hazret yapan haslet, vefadan başkası değildir. Değil mi ki insanın ilk ahdi vefalı olabilmek. Bezmi elestte "elestü bi rabbiküm" hitabına bela diyen ruhlarımız değil miydi? Ruhlarımız bela demeyle belaları kabullenmemişler miydi? Evet, sen bizim rabbimizsin sen bizim dostumuzsun diyerek aşk davasına kalkışan bizden başkası mıydı? Resulü Kibriya "Allah'ı ve beni seven belalara karşı hazırlıklı olsun" diyerek bunu dillendirmişti sözü öz ederek. Aşk eri Mevlana ise bu nükteyi, "aşk davaya benzer cefa çekmek ise şahide, şahitsiz davayı kazanamazsın" diyerek ele almıştı. Günümüzde batı toplumunun bunalıma müptela olmasının sebebi davayı inkar etmesinden ileri gelmektedir. Davayı inkar eden aleyhine şahitlik edecek olanı hiç ağırlamak ister mi? Dostsuz kalan bir şeye düşman olmadan yaşayamaz. İslam toplumunun mülkü olamaz bunalım. Sebebi ise ahde sadakattir. Ahit ise bela demeyle maşuğa aşık, dosta dost olabilmek. Kahrında hoş lütfunda hoş diyebilene her tezat bir değil midir?
Sayfa 26
Yapabilirsin insanoğlu! Dünyanın sana açtığı kolları doldurabilirsin, sevgiyle yeniden dost olup maddeden çok manâya bürünebilirsin, bencilliklerini bir kenara bırakıp önce kardeşim diyebilirsin, yıkabilirsin makineleşmeye başlayan duyguların ördüğü duvarları, severek sevilmenin kudretini yaşayabilirsin, egonun hüküm sürdüğü sineleri sindirebilir, aynadaki hüzünleri silebilir, gösterebilirsin...
Sayfa 22
Mekke fethinde kardeşi Yusuf gibi "bugün size kınanma yoktur" diye seslenmeseydi, Mekkeliler şirk illetinden kurtulup İslam'ın birer sancaktarı olabilir miydi? Ya da resulü ekberin methine mazhar komutan Fatih gibi... Kıtalarda zaferler kazanırken Ebul Vefa'ya Akşemseddin'e gönlü mağlup olmasaydı, nasıl gönüller Fatih'i olabilirdi. Veya alemi İslam'ın imamesi olma şerefine eren Yavuz gibi. "Padişahı cihan olmak kuru bir kavga imiş, bir veliye bende olmak cümleden ala imiş" diyen yavuz gibi. Yavuz'un gönlü bir dost tarafından fethedilmeseydi gönüllere sultan olabilir miydi Yavuz. O yüzden denilmiştir ki, "Salihlerle beraber olun." Bir gönle feth olmalı ki insan can alabilsin. Can olmayan cananın kapısını nasıl çalabilir ki. Bir gönle fetholunmazsa insan, bari bir gönül yanında yer tutmalı. Hani hal saridir. Bir zaman olur gönül sahibinde ki sır akıverir yanındakine. Değil mi ki taşları bile yosun sarmakta. Yosun sarmış taşın varlığından dem vuran olur mu hiç. Onu saranın hali ona geçmiştir de artık onun haliyle anılır hale gelmiştir. Marazda saridir demişti ya aşık... Kendi varlığı dışında diken olarak anılanların vay haline.
Sayfa 29