"bu kitap okuyanın huzurunu kaçırsın diyedir
onlaradır"
Fazlasıyla hüzün verici bir eser..
Kaçan huzurun kelime bulmuş hâli. Şaire şunu söylemek isterdim: "huzurumuzu kaçırmadınız bilakis ifade şansı verdiniz.."
Sena isminde arkadaşım benim şiirim diyerek "Sena" şiirini dinletmişti. Tanışmamız böyle oldu yazarla (bende adıma şiir istiyorum).
İlk tanışma, ilk temas çok önemli. O ilk duygunun üstüne yeni bir duygu çekmek ziyadesiyle zor. Bu şiirini tam idrak edememekle beraber içimi bir hüzün sarmıştı. Baharatlara olan bu yakınlığı da hala çözmüş değilim:
"ben biraz en üzgün baharatlara fena meyilli
mümkünse haşhaş
yoksa benzeri sözcüklerle de kırabilirim kalbimi
diyelim zencefil
diyelim hatmi"
Baştan sona bu baharatlara denk geliyoruz. Bir şiire roman gibi, hikaye gibi yaklaşamayız biliyorum. Şiirde duygumuza eş olan yerleri içselleştirebiliyoruz. Anlamadığımız yer bize temas etmiyor demek ki. Temas etmedi ama hoş bir rayiha bıraktı.
Bir kırılmışlık, hayallerin yıkılışı, umutların sönüşü, sokaklarda yorgun avare hareketsiz kalış, hayata-dünyaya dalgın bir bakış ... var. Kımıldamayan, akmayan zamanın içinde kapana kısılmak var.
Bilenler bilir bazı günler 24 saatten fazladır..
"dedim kırk sesle yıkansam da gitmez kalbimden sesin."
Hangimiz bu cümleye eş duygularımızı böylesine ifade edebilirdik. Huzurumuzu kaçıran duygularımız bu ifadeler için müteşekkir olur ancak sevgili şair..