Uzunca bir süredir tuttuğum bu notları da Venediktekiler; yabancılar; Osmanoğullarını, Türkleri bilmeyenler ya da onları yanlış anlayanlar okusunlar diye Aluvixe Diedo'ya şimdi teslim edeceğim.
Şimdi Türkler kılıçlarını kınlarına soktular, kalemlerini çıkarmaya hazırlanıyorlar. Hattatlar ve mühendisler, ressamlar ve heykeltıraşlar Konstantinapol'de buluşacak. Benim aşkımda Mehmet'in bahçesinde, bu şehirde filizlenecek.
Hayır, bugün dünyanın sonu değil, tam aksine, bugün dünyanın ilk günü. Bugün Doğu'nun ve Batı'nın buluştuğu, Sultan'ın imparator olduğu, medeniyetlerin kaynaştığı bir gün. Bugün, güneş Doğu'dan doğuyor, her zamankinden daha göz alıcı.
Kalın bir mızrak sırtının tam ortasına sağlanmıştı.
Yirmi metre kadar gerisindeki bir Arap yumruğunu havaya kaldırarak "Allahu Ekber!" diye bağırdı.
"Sana Eyüp'ün selamını getirdim!"
Arap, kaçmaya çalışan adamı çizmelerindeki kartal motifinden tanımıştı.
Konstantin sırtındaki mızrakla birlikte yüzükoyun yere yığıldı. Mızrağa paralel olarak az ötede ilk Konstantin'in sütunu yükseliyordu.