Spinoza ısrarla belirtir ki gerçek dindarlığın ya da dinin, dinî merasim ya da ritüellerle ilgisi yoktur. Oruç, ayin ve kurban adeti ibadetleri gibi organize dinlerin tüm bu unsurları, hangi tarihi-politik kökten gelirse gelsin batıl inanca dayalı davranışlardır ve herhangi bir "varoluş nedeni"nden (raison d'etre) yoksundurlar. Bunlar yalnızca din adamları tarafından desteklenmeye devam edilir ki uysal ve itaatkar inananlar yaratabilsinler.