Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

2017 Kasım - Aralık

Düşünbil - Sayı 62

Düşünbil Dergisi

Düşünbil - Sayı 62 Sözleri ve Alıntıları

Düşünbil - Sayı 62 sözleri ve alıntılarını, Düşünbil - Sayı 62 kitap alıntılarını, Düşünbil - Sayı 62 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın yazgısını insanın ken­dinde gören varoluşçu yaklaşım bu yönüyle, umu­dun ancak eylemde olduğunu ve bireyi yaşatacak biricik şeyin onun edimleri olduğunu söyler.
Belki de günümüzde özellikle insan ilişkilerinde en çok ihtiyacımız olan, kendi vizörümüzün dışına çıkarak değerlendirdiğimiz her ne ise onun kendi bağlamı ve kendi değerlerine saygılı biçimde, adeta değerlendiren kendimizden dışarı çıkıp nesnel bir görüye ulaşmaya çalışmaktır.
Reklam
Fakat Bakewell Heidegger'in bir köstebek gibi, hayata ölüm odaklı yaklaşarak düşünmesini şöyle açıklıyor: "Şu bitkivâri hayatımızda mezarların ilgi çekici bir yönü var sanki."
Sadece erkek değildir kadını ezen. Kadın kendi hayatından sorumlu olmaktan vazgeçerek kendi kendini de eziyor. ~Simone de Beauvoir
Bireyselleşme, insanlara özel adlar verir; böylece ortaklık duygusu azalır. Azap çektirmenin önce gözlerden uzak yapılması ve sonra tamamen kalkmasında olduğu gibi burada da insan faktörü ortadan kaldırılır: birey insanı yok eder.
Fakat bugünkü global toplum düzenimize baktığımızda, birbirimize yaptığımız ayrımcılıklardan, hayvanlara ve çevreye verdiğimiz zararlara kadar, kendimizi belki de varoluşumuzdan bu yana en doğaya-ait-olmayan ve otoriter efendi pozisyonunda konumlandırıyoruz.
Reklam
Şimdiki seçimlerimizin gelecekteki getirilerinin bilinemeyeceğini hesaba katarsak, yaptığımız her tercihin ahlakî yükünü omzumuzda hissederiz.
Bilgiyi kontrol eden devlet, iki alanda bu konuyla ilgili faaliyetler yürütür: Geçmişte ve şimdide. Şimdinin kontrolü, medyanın "uygun" şekilde kullanılmasıdır. Yöntemlerden biri, özellikle totaliter rejimlerle özdeşleştirilen sansür uygulamalarıdır. Ancak sansür çok basit bir mekanizmadır ve temel işlevi bilginin saklanmasıdır. Bu nedenle pek kullanışlı değildir, çünkü saklanılan bilgilerin açığa çıkması durumunda sansür uygulayan hükümet köşeye sıkışır. İşte bu yüzden, bilgiyi saklayan değil; bilgiyi değiştiren ve alternatif bilgiler üreten yapılar gerekir. Stalin döneminde Sovyetler Birliği'nde bilinçli ve sistemli bir "halk düşmanı" üretimi vardı. Halk düşmanı ilân edilmek için sosyalizm karşıtı olmak gerekmiyordu. İktidarı endişelendirecek herhangi biri potansiyel bir halk düşmanıydı ki, halk düşmanı "olması" da çok gecikmezdi. Aynı dönemde Stalin ile aynı fotoğraf karesine girecek kadar yükselmiş insanlar daha sonraki dönemlerde gözden düştüklerinde -çoğunlukla da idam edildikten sonra- fotoğraflar yeniden düzenlenmiş, o kişiler fotoğraflardan çıkartılmıştır. Nazizm yönetimi altındaki Almanya'da Joseph Goebbels ile özdeşleşen bir propaganda mekanizması vardı ve işi aslında yalan üretmekti. Stalin ve Hitler döneminden bu örnekler, bilgiyi değiştirme, alternatif bilgi üretme işlevini yerine getiren uygulamalardır. Ancak bu tip uygulamalar yalnızca totaliter sistemlere özgü değildir; ABD'nin dış politika konularında, özellikle "müdahale" meselelerinde böyle mekanizmaların çalıştırıldığını biliyoruz.
Sayfa 40 - Çağatay Kayıkcı, Hapishanenin Doğuşu ÜzerineKitabı okudu
Siyasî erkin yoğunlaşmış bir biçimi olan devletin bu alanı kuşatması, siyasetin varoluş koşullarını ortadan kaldırarak, siyaseti bir tür teknokrasiye dönüştürür. Böyle bir ahvalde, geriye sistemin basit bir dişlisine dönüşmüş, siyasete ilişkin fikir üretmekten aciz kitleler kalır.
"Habire kıskançlık duyan insan, iç huzurundan yoksun olan bir insandır," denir.
Reklam
İnsanlar için varolmak, kendi bilincinde olmaktır. Ve bilincinde olmak da, Heidegger'in sözleriyle, koşullu bir dünyada terk edilmiş varlıklar olarak içinde bulunduğumuz kötü durumun farkında olmaktır. İnsanı, etrafındaki nesnelerden farklı kılan işte budur. Örneğin bir kestane ağacı, buraya neden ve nereden geldiği ve nereye gidiyor olduğu ile ilgili yapraklı kafasını meşgul etmeyecektir. Bu son soru -ölüm sorusu- diğerlerinden farklı bir öneme sahiptir, özellikle Heidegger için.
Sayfa 21 - John Banville, Felsefi Bir Kokteyl: Sarah Bakewell'in At The Existentialist Café Adlı Eseri Üzerine Bir İnceleme, Çeviren: Burak AvcıKitabı okudu
Kişinin yüzü, kendisine, ancak kendi kontrolü altında olmadığı (ani kahkaha, heyecan, korku vs. gibi) anları izlediğinde yabancıdır. Çünkü o an daha önce hiç görmediği bir ben'in yüzünü görmüş olur.
Bir oksijen atomu, bizler tarafından dünyadaki işlevselliği ortaya koyulup yaşamın devamı için ihtiyaç duyulan temel maddelerden biri olarak sınıflandırıldığı ölçüde oksijen atomudur; zirâ bizler tarafından yüklenen bu anlamı ve bize yönelik işlevselliğini çıkarttığımızda, bu madde sadece vardır. Bizlerin algıladığı dünyada oksijendir, oksijen olduğu için değil.
Bir imge, imgelenen kişi hakkında çoğu zaman yanılsa da imgeleyen hakkında önemli mutlak bilgiler içerir: Onların gerçek yaşamdaki varoluş sorunsalının özünden bir parça bulmak için yeterlidir.
Ötekilere zulmetme isteği, "öteki"ne, özgür ve düşünen bir insandan ziyade yalnızca maddesel bir şeymişçesine davranmanın kısmi bir sonucudur.
73 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.